FECİRDEKİ ADAM!
Bekle sevdiğim!
Gözündeki yaşları Silmeye geleceğim… Kumrular tünemeden Çiçekler patlamadan İlk cemre düşmeden Sessizce geleceğim! Bekle sevdiğim! Dağınık saçlarını Açtığında kapını Dumanları sisleri Dağıtmak için geleceğim… Bekle sevdiğim! Kırılan umutlarını Ürkek yüreğini Soğuk rüyalarını Donuk bakışlarını Diriltmek için geleceğim… Bekle sevdiğim! Kurumuş bağları Sararmış portakalları Dinmeyen yağışları Toplamak için geleceğim… Bekle sevdiğim! Kırık ranzaları Eskimiş minderleri Delinmiş yastıkları Çaktırmadan geceleri Atmak için geleceğim… Bekle sevdiğim! Duvardaki ağları Kara köstebekleri Çalınmayan kapıyı Geçmediğin yolları Parçalamak için geleceğim… Bekle sevdiğim! Ölü akvaryumu Bozulmuş saati Tozlanmış kitapları Yorulmuş aşkını Yaşatmak için geleceğim… Bekle sevdiğim! Kafandaki acıları Gitmeyen akşamları Ağıtlı yaşamı Saksıdaki toprağı Değiştirmek için geleceğim… Bekle sevdiğim! Rahatsız eden damlaları Banyodaki göstermeyen aynayı Patlamış ampulleri Çekmeyen antenleri Onarmak için geleceğim… Bekle sevdiğim! Sabah ola hayrola Arpaya karışmış buğdayı Sap içindeki samanı Kaderindeki cilveleri Gitmeyen hüzünleri Doğru ile eğriyi Hakka karışmış hileyi Düzeltmek için geleceğim… Bekle sevdiğim bekle! Ansızın bir seher vaktinde Eski günleri Savurarak yele, Gelir dururum karşına… Bekle sevdiğim! Kışa teslim iliklerime Güneşin sıcağı geldiğinde Bir Nur gibi Yeniden doğacağım Işık girmeyen pencerene… Bekle sevdiğim! Kara günler Gitmek üzere Koyu karanlıktan sonra Fecir doğar gönüllere… Sen beni, Doğan fecirlerde bekle Bekle sevdiğim Geliyorum işte! Yıl:16.01.2005 Saat:14.00—14.40 Kuzguncuk/İst. Erol KEKEÇ |