52
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
5141
Okunma
susamış gözüm kupkuru bir ağıtlara
sebebini bilmediğim bir ayrılık doğuyor avuçlarımda
darmadağın ettiğin gecenin kapısı kapanıyor yüzüme
çıkışında kalmış anahtarın içerden vurduğun kilidi
senli gitmeler depreşiyor perde arkalarında
kalmalarına tasvirler ettiğim
kırgın çizgilerle uyanıyorum sabaha
düşman kesilmişsin rüyalarıma
elinde mavzerin topa tutuyorsun tüm senliğimi
bak şimdi uyanıyorum tiz sesinin fısıltısında
çatlamış dudaklarım katran karası
çoraklaşmış siyah gül kurusu
gecede yanıyorum
kayboluyorum
bir yaş daha senden gidiyorum
hangi kuyruklu yıldızının kuyruğuna bağladın
sevinçten çaldığın melodisi bozuk tenekeyi
sürgün yemiş göz yuvalarım
eflâtun bir renkte ağlıyor kelimelerim sana
analog saatin yelkovanından damlıyorsun
gelişine kaç var
gidişindeki vakit geçmedimi
ufuksuz akşamların güzerğahında
sende boğulmuş imdat çığlıklarımı duyduğunda gözlerini kapatma
git/me sende kalmışlıklarımı alıpta
alışkanlıkmıdır sahiplenmediğim hislerim
ölümün verdiği bir bardak su
kuyudan kovalar dolusu sen çekerken
ellerimden kayıyorsun gecenin zifiriliğine
git/me
ağla/ma
kal/ma
perde çekilmiş gök yüzüne
siyah sahiplenmiş adımlarımı
ben vazgeçtim aydınlıktan
bakmadığın gözlerini yitireli çok oldu
ben vazgeçtim senden
ikimizden
ilkimizden
her neyse
sonlu düşlerin hayal kırıklığına
ağrılı bir sancı besliyorum
usanmadığım bir vazgeçmişlikler tünedi yüreğime
eylüle beş kala / düşlerini kiraladığım gecenin borcu haciz getirdi
5.0
100% (37)