65
Yorum
62
Beğeni
5,0
Puan
7355
Okunma
ilticam sanadır yâr
ha geldim ha geleceğim
sen de biliyorsun
ayaklarım kirlenmiş bedenimi sırtlar
hüznün sessizliğinde
I-
Ah münzevim
yüreğimin yangın yerine su damlacıkları taşıdığın
artık kalem tutmayan bulanık bir hayatın
acizliğine düşürdüğün ellerini uzat bana
yüzüme tırnak izi bırakan suskularını konuştur
istenmeyen bir misafir gibi bakıyorsun
oysaki gece nöbetlerini devralmak için kapını çaldım
göz yaşlarını sakladığın yerden çıkarmak adına
al/dır/ma gece bakışlarını gözlerinden ağlayamam
II-
bir tek damla yeter mi
uzak bir ülkedeki ölgün savaşı yok etmeye
veya başı sonu belli olmayan bir masal adamış olsam
ay çıkmamış gözlerine
anlayabilir misin yastıkaltı düşlerimi
hadi it beni saçlarındaki uçurumdan
omuzlarından silkele
düşerken bir çarşaf aç en dibe sonra üzerine çek beni
ama sen cesedimin ağırlığı kadar sus
içimdeki çocuk çoktan terk etmişti bu şehri
ikimize kalan ne diyecek olursan
bana kalan küflenmiş dilimin söyleyemedikleri
sana kalan yetim bir kız çocukluğu
söylenmemiş lehçelerimin tercümanı ol
dudaklarımdan dökülen en unutulmuş harflerim
avaz avaz bağırdığım susmalarım
ve n’olursun dilendiğim diyeceklerim ol
III-
avazım çıktığı kadar bağırsam
bir merdiven boşluğu yankılanıyor sesime
tenhalığımı iğfal eden kalabalık çörekleniyor başıma
sayıklaya bildiğim kadar seni terliyorum
hiçliğimin paftalanmış bir fay hattından farkı yoktu
öyle belirgin
öyle çaresiz
ö
l
e
s
i
y
e
sensiz-im
tek bir şeyi hatırlıyorum
içimin en belirgin yanı sen lekesi
şimdi daha bir sırtlıyorum acıları
aşeriyorum vadesi gelmemiş tesellilere
yine kendimden habersiz
bir yerlerden gidiyordum bir yere varabilmek için
rehberim ol bunca çıkmaz yollara inat
diyeceksin
burdan geçebilmek için önce beni çiğnemelisin
IV-
ah münzevim
biliyorum çok uzaksın
karanlıkta duyduğum fısıltı kadar
boğazının yırtılıdığı kadar haykır beni
gıyabımda saf tutanları kov burdan
saatimin senli zamanlara göm beni
sahi şimdi saat kaç
kasımı teğet mi geçiyor
yoksa ağlama sarhoşluğuna bilmem kaç mı var
anladım artık
ellerimin neden titrediğini
i s i m s i z b i r k a d ı n s e v i y o r u m
ç/alınmış bir cümleyle nokta koy bana
bitir beni
parmaklarımın ucuna sinen acılara aldırış etmeden
kalabalık yalnızlıklardan korktuğumu bilerek
sahilsiz kıyılarda yaptığın kumdan kalelere hapset beni
V-
dilen/me
felekten hiçbir zaman çalmayacağı geceyi
senin yağmurların başka şehirlerin sokaklarına akarken
bari benim gölgeme yaslanma
öptüğüm yerde kal çoğullaşmadan
yeter bana bunca anı birikintisi
unut
sanki beni hiç sevmemiş gibi
gül
sanki seni hiç ağlatmamışım gibi
sil her şeyi
ama gözlerini kapatma son damlasına kadar düşmek istiyorum
An/kara
Yalnızlık Abidesi ...
5.0
100% (98)