Okuduğunuz şiir 30.4.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
İşçi(yi)m
mayısın kasıklarından dökülen sancıydı düşük yapan bayram sevinci...
kazancı bedih yokuşuna gömüldü alın teri azrail’in soğuk nefesi öperken gözlerinden can havliyle kaldırdı sol yumruğunu havaya dudağını son bir çırpınışla kımıldatarak...
‘’ 1 mayıs 1 mayıs işçinin emekçinin bayramı devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı’’
bahar kendi şarkılarını söylerken güle oynaya yoksulluğun nabız atışıydı babadan-oğul’a kalan gider ayak katıksız-yavan azığını bıraktı ardında manşetleri süsledi çürümüş paslı umutlarıyla
ensiz-çapsız bir düzen kaldı gidişinden geriye ensesi kalın ağa-babaların saltanatıydı devran duygular dövüldü ateşle terbiye olurken sabır emekçi halkların kahrıydı yaradan sızan kırmızı
fabrika yollarına düşen kızlarını kolluyordu analar çeyiz sandığına saadet doldurmak içindi kazançları parmaklar sevdanın büyüsünü işlerken kanaviçelere yaşam hakları gasp edildi mutlulukları katledilerek
kör karanlıklar sahiplendi hıdrellez’in dağılan gözyaşlarını yıldızsız gecelerin ertesinde ağarmayı beklerken gün yüzü ışığın kutsal ağırlığını omuzlayan çocuklar doğurdu güneş baş eğmeden direndiler emperyalizmin yüzüne tükürerek
baharın ayıbı değildi emeğin ayağa düş(ürül)mesi
-sömürünün zafer(!) çığlıklarıydı/meydanların rengini kana boyayan utanç...-
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İşçi(yi)m şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İşçi(yi)m şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiirde işçilik yüksek seviyede yazan Cömert olunca usta şiir çıkıyor böyle işte emek had safhada ve emeğin yerine yakışması da ayrı güzellik Malûm ben yokken yazmış kardeşim, yoksa bu denli geç kalmaz idim
Şairsin işte; Mert,Cömert ve daha cesur... 33 yıl sonra bu kez oğlumla birlikte aynı meydanda yürüdük. Keşke o gün okuyabilseydim şiirini... Zamanı daha fazla genişletemediğim için sayfana geç uğruyorum. İyi ki uğruyorum...çok keyf alıyorum...Sağol şair....
"kazancı bedih yokuşuna gömüldü alın teri azrail’in soğuk nefesi öperken gözlerinden can havliyle kaldırdı sol yumruğunu havaya dudağını son bir çırpınışla kımıldatarak... "
Ve kan suladı baharı... Gelincikler kan kırmızısı rengine ağladı...
Şiir günün anlamı bakımından güzel, ancak kazanılan hakların yok olduğu günümüzde çokta güzel şeyler yazamıyorum. Biz kazanılan haklar geri alınmaz diye biliyorduk, zaman böyle olmadığını gösterdi, üzgünüm. Anlamlı şiiri ve şairi kutluyorum. selamlar.
Yinre güzeldi dizeler güne özel! Gün geçmiş yıllara meydan okuyordu umarım farklı bir düşüncenin iyiliği değildir bu. Tebrikler Cömert, kişiliğiyle kalemi örtüşen güzel insan. Sevgi ve saygı seninle olsun. Şiirle...
bugün güneş çocuklarını meydana doldurdu ve onlar bizimle beraberlerdi ,biz onlarla beraber / vermediler güneşin çocukları aldı yumruklarıyla meydanları / kutladık...
Kutsal bir övünçtür hakkını alabilmek. Asırlardır bir dirnişin azad edilişiydi bugün ve bunca şiirler Emekçinin bayramına şanlı bir bayaraktır, yakışır.
Hayalleri karartılmak istendikçe, bilinci daha da genişlemeli tüm işçilerin. Cesaret,direniş ve kararlılık 1 Mayısla sınırlandırılmamalı..
Hepimizin hayatı birbirinin kopyasıdır, hiç birimiz farklı şeyler yaşamıyoruz ki çalınan hepimizin ekmeği bütün çocuklarımızın geleceğidir ve bu yüzden tüm emekçi kardeşlerimiz, tekil olarak değil, kitlesel düşünmeli ve bunu yaşamın her anına yaymalıdır..
İnsanın ve emek gücünün bu kadar değersiz kılındığı bir dünya istemeyen herkes, elele ve yürek yüreğe vererek mücadele etmeli ki hiç kimse şunu unutmasın '' başkalarının hakkını korumak, insanın kendi hak kavgasındaki direnişinin temelidir ''
Tüm işçi kardeşlerimiz, verdikleri emeğin karşılığını alma yolunun sendikalaşmaktan geçtiğini artık kabullenmeli, düşünülsün isterim özel sektör ve kamusal alanda çalışan 12 milyon insan var bu ülkede ve bunların yaklaşık 200 bini çeşitli sendikalara üye, inanılması zor ama gerçek böyle..
Hadi artık bütün yaşananları değiştirelim, elele, yürek yüreğe..
Türkiye'de Şili'de Arjantin'de Ve gerçek anlamda sosyalleşme mücadelesi veren diğer tüm ülkelerdeki emekçi kardeşlerimizin işçi bayramı kutlu olsun..
Son olarak bir soru; eğer İstanbul Çağlayan meydanında inşaatı oldukça ilerleyen ''İstanbul Adliyesi'' olmasaydı, Taksim meydanı bugün bizlere açılır mıydı ?
İşte bunu düşünerek ''kazandığını sanan kardeşler'' mücadeleye devam..
Eyvallah
Eskidji tarafından 5/1/2010 5:20:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çığlığım adımı adıyla kırbaçladığım kesik damarları ılık esintimin keskin bir dalga böler uykusuzluğumu ve adım kendini hesaba çeker bilmem sancım hangi harfinde saklıdır isminin bir mayıs daha geliyor avuçlarına sızıyor toprağımın yalın bir tını içimi koyak koyak kemiriyor hasret utanıyor yokluğundan soluk rengi sabahımın kırk tas yükü günahlar suretimde mazlum kavgalarda silkiniyor gözlerimin bebekleri çelik nohut çorbası yudumluyor hasretimin çocukları aş sancısı ekmek yokluğu zalim hoyratlığı kafesine sığmıyor içimin öfkesi ama yinede herşey senin sancınla dokunuyor kimsesizliğime hiçbir el senin kadar zalimce patlamıyor suretimın orta yerinde mevzi mevzi savaştırıyor beni kendiyle zaman artık direnişi derin bir ızdırap kuyusu gençliğimin ve yavaş yavaş tükeniyor diriliği kendimde biriktirdiklerimin...
günün şiiri günün anlamına yakışmış tebrikler.kazancı isminde yokuş kaldı artık o yol aşıldı 1 mayıs işçinin emekçinin bayramı artık ve geriye kalan ise devrimin şanlı yolunu tekrar yakalamak ve yürümek .....
mahmut çelim tarafından 5/1/2010 10:37:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
Emek.. Bir insanın, bir işi tamamlamak amacıyla harcadığı zaman, ortaya koyduğu efor, katlandığı zorluklar, fedakarlıkların bütünü denilense; İşci.. Üretim araçları karşısında "mülksüz" olup, yaşamını sürdürmek için bu araçların sahiplerinin yanında çalışmaktan başka çaresi olmayan bireylerin genel adıysa; Emek kavramı, tarih boyunca kutsal kabul edilmiş olsa da; Günümüzde ise; Emek/ücret=sömürü=kâr olarak düşünülen ne yazık ki başka hiç birşey olmayan ve maalesef kıymet verilmeyen olmuşsa; Denecek ne ola! Denecek çok söz var aslında; konu derin:)) Lakin içine girince de kolayına çıkılamayacak bir konu:)) 'Şiir' anlatmış çok şeyi, duyarlılıkla, başarıyla ve gerçeklerin çıplaklığıyla.. Çok layıkıyla ve hakkıyla zaten düşmüş güne.. Fazla söze ne hacet! Bize susmak ve 'Emeğinizi' kutlamak düşer.. Tebrik ederim sn. şair, tebrik ederim yürekten.. Saygı ve sevgilerimle...
sera. tarafından 5/1/2010 9:40:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
kör karanlıklar sahiplendi hıdrellez’in dağılan gözyaşlarını yıldızsız gecelerin ertesinde ağarmayı beklerken gün yüzü ışığın kutsal ağırlığını omuzlayan çocuklar doğurdu güneş baş eğmeden direndiler emperyalizmin yüzüne tükürerek ---------------
1 Mayısita işçileri kurşunlıyanlar sorgulanıp yargılanmadıkça bayram olamaz işçilere Taksim Meydanı açılsa da iktidar kendince tören yapsa da silinmiyor hafızalardan dökülen kanlar
çaresiz değil halklar çarmıh gerenlerin çarmıh behinleri düştü düşecek tasından. ama çok kan akacak vanpir böyle söyler. emeğin kan rengi taşımadığını herkes bilir mayısın "gulan" olduğunu bilir herkes. gulan çiçek bahçesi demktir ama bütün çiçeklerin. gel gör emeğin karnında nasıl paslanmış kapitalin hançeri. ve nasıl böğrünü yarmış sapkın satır. küf beyin ağlarından kurtulur elbet gün gelir. gün gelir emeğin bayramıda olur. emeksizler emeğe döner. yekten derki biji yek gulan yşasın bir mayıs...
mayısa düştü mermi çakalllar kan rengini severdi....hiç vaz geçmediler türküleri tank sesleriyle ezdiler. ama çalamadılar gökyüzünün mavisini...gün her gün geceyi yendi.
Emeğin sesinden korkanlar tarihin fosoptiklerinde yerlerini aldılar......kutlu olsun emeğe alkış tutan nasırlar.
sesin duyuluyor çok uzaklardan Abim...öyle az buçuk değil...dalga dalga gümbür gümbür yeri göğü inletip öyle gelmiş...tutuşturmuş herkesi halaya...ve başı sen çekiyorsun Abim:)))
haklı başarını ve duyarlı yüreğini bir kez daha kutluyor ve selamlıyorum...
çığlığın çığlığımıza karıştı Can Abim...yarın daha da yükselecek sesimiz meydanlarda...omuz omuza duyulacak yarın; yorgun düşen ve ezilen halkın alın teriyle verdiği hayat mücadelesinin haklı sloganları ve haykırışları tüm dünyaya sesini duyurtacak...
hangisi olduğu önemli değil aslında havaya kalkan bir yumruk olmalı emeği ekmeği kutsal bilenlerin onurlu duruşları olmalıdır hepimizin bir adı vardı hepimizin bir savaşı kurşun geçti süngü geçti tank geçti üstümüzden yinede söküp atamadılar yüğreğimizden sevgiyi...
ister bir kızıl yıldız ister üç tuğ selam olsun inananlara..sevgilerle kardeşim...
mayısın yüreklerimizdeki damgası dökülmüş dizelere..şairin kendi üslubuyla...
aklıma usta'dan bir bölüm geldi; musolino habeşistan'a girmek için baharı beklemektedir. roma'da işçilik yapan habeşli. karısı taranta-babu'ya mektup yazar; ... ölüm evimizden içeri kolonyal şapkasına bir bahar çiçeği takıp girecek ....
evet, ölüm baharın çiçeğinden utanmaz ki...
saygı ve selam
müget tarafından 4/30/2010 8:11:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
şiiri uzun uzun anlatmak gerekiyor aslında. Ben bu şiirden çok şey anladım. İşçinin alamadığı hakkını, almak isterken yediği kurşunları, bağırmak isterken ağzına yapıştırılan bantları.
Velhasıl daha neler neler... Kim demişse bir mayıs işçi bayramı diye, halt etmiş! Ben yıllardır işçiyim, eğer bir mayıs pazara denk gelirse evdeyim, onun harici ne bayram ne seyran. İşçiler kazansın, başındakilerde paraları alıp en iyi yerlerde işçi bayramını kutlasın. Kim demişse işçi bayramı diye, halt etmiş diyorum işte o kadar!
Bu anlamda şiir çok şey anlatıyor, tabi anlamak isteyenlere...
"mayısın kasıklarından dökülen sancıydı düşük yapan bayram sevinci..." ** Bir Mart Soğuğu ya da Eylül Tedirginliği... Gençliğimizi çalıp giden. Kırık Ömürler Toplamı.
** kazancı bedih yokuşuna gömüldü alın teri
** ışığın kutsal ağırlığını omuzlayan çocuklar doğurdu güneş" Kavruk çocuklar...
Bazı zulümler bir tayın doğrulması kuru otlardan bir samanlık yangını bazı zulümler su sesini yolcu sanan Adilcevazlı çoban kızın masmavi kirpiğidir bazı zulümler, gizli bir ovayı dağılan bir suskunluk olarak takmış göğsüne, kör bir istasyon şefinin öğle uykusudur bazı zulümler çağlayanlar, gözeler, ırmak boyları, yıkık bir sanatoryum
tipide donmuş bir köy öğretmeni, terekesi yalnızlık ve keder yaprakla dolar kapılar önü, üç kişi çıkar sabahla evden bir tabut, bir takunya, bir sarık ayaklarına mayınlar giyinmiş köylüler tanrıdan çok gökyüzüne inanan, sütle boğulmuş bebe Gediz pazarında çocuklarını yitirmiş bir kadın gözleri kıyıya vurmuş iki gemi iskeleti
Evler dağılır, karteller, üniversiteler, pazar yerleri her yerde alışıldık bir korsan baskını her şenlik, bir yas günü doğuda ve batıda fenerler, hamayıllar, kınaçiçekleri,
vurulmuş üç jandarma, üç kaçak boynuzlarında göller büyüten bir geyik durur eski bir çarşı izni gibi tedirgin mektuplara pul diye yapıştırılan kardeş ölüleriyle
seviyorum seni dersiniz, aşk, o bizim yaralı, küçük hayvanımız seviyorum seni, nasıl söylerse şimşekler şarkısını nasıl taşırsa kırlangıç, yavrusunu hırçın bir alışkanlıkla nasıl girerse odalara gün ışığı, karıştırmak için kitaplarımızı ışıtmak için kararıp duran küskün kalpleri aşklar ki yemyeşil bir aydır,
pencereye pervaz ruha merdiven zulümdür onlar da hiçbir şey bizim değil
şimdi bazı zulümlerdir herkese kalan onlar ki bir saat gibi işler şuracıkta içimizde, derimizin altında, bir akşam yemeğinde, bir garson gelir incelikli, tepsiler dolusu zulüm birden kararır ortalık masalar, vazolar, umarsızlık gülleri ne anladık kimleyiz bir kadın,
köylüler, öğretmen, istasyon şefi bebek, garson, sığırtmaç, üç jandarma, üç kaçak
Kalem yüreğin doğrularını yazdıkca varlığını sürdürür...
............................................................ Saygı ve selamlar..