TEK KİŞİLİK BUHAR DANSI
aç sofralarının cazibesinde olmalı, saçların, bakışların, omuz başların
indifanın volkan taşı gibi yakmalı ellerimi, değdiği an parmak uçların kuşkonmaz üstüne karlar yağsa da dışarıda, buna asla aldırmamalısın odun kokusundan kıvılcım bir replik gibi, fırlayıp kollarıma atılmalısın haydi şimdi dansımıza kalkalım, hazır mısın. /daya başını omuzlarıma, ellerin ellerimde, dans edelim öylece/ erişilmez olanı kolayca kucaklar gibi, sarılırken bana en şık vitrinlerde ıssız ve karanlık patikalarda da, düşebilmeli gölgen gölgemin üzerine bir kurt ulumasıyla parçalansa sessizlik, uykunun pembe dehlizlerinde korkun bin bahane yaratıp, hasretin çekebilmeli beni rüyalarının içine uyumadan önce bir daha bakayım gözlerine. /aldırmadan sırılsıklam olduğumuza, nisan yağmurları altında/ dün olduğu gibi yarın canımın içi ve her bahar aynı baharın havasında sabah güneşinin aşk misali ya da coşkulu masallara akşam sofrasında açacak kadehinde bilmelisin, bütün goncalar yürekteki şarap tadında işte o zaman kalkmalısın yerinden, savrulması için saçlarının rüzgarda yoksa sarhoş olup doluyorum, bu dalgalarda. /nasılsa güneş doğar birazdan ve biz buhar olup uçarız buralardan/ yani şöyle dinlesek sevdiğim, okurken şiirimizi bakıp içine gözlerimizin aynı anda ve bir ağızdan, sanki kopya çeker gibi üstünden sözlerimizin yani sadece ikimizin, sen ya da ben olmadan tercümanı gibi yüreğimizin aç sofralarının müthiş cazibesine, tok imzası olarak gelecek günlerimizin a benim birtanem, derinlere daldın, iyi misin. * * * biz bu dansı alevlerin duvardaki gölgelerinde, rüzgarlara inat yaşıyoruz denize kavuşan bir deli nehir gibi, hiç uyanılmayacak rüyalara dalıyoruz sarhoş oluyoruz kimi zaman anlatılır gibi değil, el-ele bulutlara çıkıyoruz ve oradan yeryüzünü seyretmesini öyle çok seviyor, öyle çok seviyoruz ki geriye dönmeyi aklımıza bile getirmiyoruz. Cevat Çeştepe |
denize kavuşan bir deli nehir gibi, hiç uyanılmayacak rüyalara dalıyoruz
...Şiir nefis, fakat dostum final insanı sarhoş ediyor..
Kutlarım.