HİÇBİR ŞEY SÖYLEMEDEN
bu akşam sofrasında otur karşıma ., istersen hiçbir şey söyleme
soluksuz ve susuz rakı içer gibi ., yudum-yudum içeyim gözlerini hani tan vakti güneş doğarken sessizdir ya gökyüzü .., işte öyle inan ki sana aşık olmayı bir daha ve daha çok seveceğim böyle... rüzgarın dalgasına kapılmış aç bir martı gibi kendimden geçerek… diyorum ya sen istersen hiçbir şey söyleme sadece bak gözlerime gülümseyerek… (inan böyle bir akşam en ağır isyana kışkırtır yüreğimi) . . , kıskandıran güzellikleri arasında yıldız ve yakamoz sevişmelerinin istersen yüzelim sarhoşluk denizlerinde kılçığı alınmış balıklar gibi ne ismimiz yer alacak bir manşette ne de haberi olacak kimselerin dört yanı maviye boyalı bir düş içinde ., öyle sessiz ve öyle derin… hep onu diyorum ya canımın içi sen istersen hiçbir şey söyleme… yeter ki gözlerin hep içinde kalsın gözlerimin pupa-yelken açılırken açık denizlere… (bakma üstüme lüfer tadında bir lodos esmiş olmasına) . . , hayallerimizin özgür kalmış kuşları ., nöbet tutarken başucumuzda sabah ., en uzak sahillerde bulsun bizi kan-ter içinde ve sırılsıklam muzip bir gülümsemeyle yüzümüzde ., kumlar yapışmışken alnımıza ve en romantik sesler bile bozmamak için sessizliği kaçarken uzaya… açıktan geçen bir gemi kayıp aşıklar için anons yapsın içinden… ama sen aldırma ., bu akşam sofrasında otur karşıma ve gene hiçbir şey söyleme istersen… (aşka dair bereketin bütün filizleri boy veriyor yüreğimde) . CEVAT ÇEŞTEPE / Ağustos-2018 |