IV- eylülün sırtında kamburlaşıyor geçmişim annemin gözlerinde biriken sabrı döküp avuçlarımın içine, yudumluyorum bir gün mavi ile yollarımız kesişir diyerek…
V- hüzünlerimi yüzüne sürüyor usulca ömrümü omzuna yasladığım Ankara’m biraz daha gri’ye kaçıyor yaşadığım şehir beyaz bir mintanla ödüllendiriyor garipliğimi kalbimde esen rüzgara kol kanat gererek…
VI- sonra korkularım depreşiyor ince sızılarla yaşamadığını yazan/yazdığını yaşa(ya)mayan aşk şairleri takılıyor aklıma, susuyorum ve ateşler kusuyorum ağız dolusu sevincim nefrete, gülüşüm öfkeye gebe kalıyor film başa dönüyor, yine aynı sahneleri izleyerek…
VII- yedinci basamakta nihayete eriyor nefesim hınzırca göz kırpıyorum koyulaşan dünyaya zaten, sanıldığı kadar da aydın değildi fani deyip, kendimi teselli ediyorum aldırış etmeden toprağın koynuna sokulup bütünleşiyoruz sevgiliyle yedisine yetmeden yiten kardeşimin ellerine tutuşturuluyor inandırıldığı yalanlardan tek1 doğruya sığınan ruhum…
-cennetimi ateşe veren günahlarımdan/cehenneme sürülüyorum sevaplarımla…-
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
7elem şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
7elem şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İçselliğin kağıda yansıması... Ama en gerçek,en içten ve hüzünlü haliyle...
Her dizede ayrı bir derinlik...
''eylülün sırtında kamburlaşıyor geçmişim annemin gözlerinde biriken sabrı döküp avuçlarımın içine, yudumluyorum bir gün mavi ile yollarımız kesişir diyerek…''
Sevgili Kardeşim, Merhaba, "İleti Kutunuz" kapalı olduğu için yazamadım. Eğer, e-posta adresinizi, bana yazarsanız, site dışından ulaşmaya çalışırım size. Aydınlık yüreğinize sevgiler.
bütün aşıklardan özür dileyerek geçiyorum ölüme doğru yürüdüğüm yolculukta… ......... çok güzel bir şiir..şairimi kutlarım..kaleminiz daim olsun..sevgiler saygılar
Aslında yedi elem değil de sanki yedi şiirdi ve hepsi birer eser... İnsan böyle güzel şiirler okuyunca ne yazacağını da bilmiyor. Yani muhteşemdi ve gönülden kutladım.
Yine mesajlara kapalısınız:)) Emanetinizi gönderdim.. Ulaşınca bana haber verirsiniz. Buraya yazdığım için özür dilerim.. Silersiniz okuduktan sonra. saygılar
hüzünlerimi yüzüne sürüyor usulca ömrümü omzuna yasladığım Ankara’m biraz daha gri’ye kaçıyor yaşadığım şehir beyaz bir mintanla ödüllendiriyor garipliğimi kalbimde esen rüzgara kol kanat gererek…
her ne kadar bu bölüm kendime çarparak geçsede geneli için etkilendiğimi söylemeliyim..gerek şekilsel ihtiva gerek söylemedeki sadelik ve sahicilik her şeyiyle zevkle okudum ve kendi kendime epeydir cömertin şiirlerine neden gelmemişim diye kızdım
şiirde kullanılan farklı tekniğe hayran kalmakla beraber formel bir rakam olarak yaşantımızda yerini her daim belli eden yedi'ye de yapılan vurgu ayrıca hoşuma gitti. yedi pasajda ele aldınığınız çalışma aslında başlı başına yedi şiir olmuş ve dizelerin de rakamlarına göre birden başlayıp yedi ile son bulması ayrıca hoş bir teknik. şiirselliğe, imgeleme, verdiği duyguya ve hissettirdiklerine ise ghiç dem vurmayacağım çünkü şiir oldu bir yanım, şairler yeni şiirlere büyürken, bu şiirle şiir yürümenin hazzını tattım.
teşekkürler cömert teşekkürler güzel kalem seni okumak ve sneinle ayı yerde yazmak benim için büyük şeref...
IV- eylülün sırtında kamburlaşıyor geçmişim annemin gözlerinde biriken sabrı döküp avuçlarımın içine, yudumluyorum bir gün mavi ile yollarımız kesişir diyerek…
7 elem... Bu yalnızca dizelere düşen ve okuduklarımız... Ya okuyamadıklarımız... yürekte büyüdükçe büyüyenler...
Şiiri okurken hiç yabancı gelmedi dizeler... Değil mi elemlere yabancı değilim...
eylülün sırtında kamburlaşıyor geçmişim annemin gözlerinde biriken sabrı döküp avuçlarımın içine, yudumluyorum bir gün mavi ile yollarımız kesişir diyerek…
IV- sonra korkularım depreşiyor ince sızılarla yaşamadığını yazan/yazdığını yaşa(ya)mayan aşk şairleri takılıyor aklıma, susuyorum ve ateşler kusuyorum ağız dolusu sevincim nefrete, gülüşüm öfkeye gebe kalıyor film başa dönüyor, yine aynı sahneleri izleyerek…
ah Şair ahh!...ne denir ki sana...illaki bir yara daha düşürürsün sol yanıma...aslında susmak istedim...aslında şiirin koynunda sarıp sarmalanmak ve hatta hüzünleriyle yoldaş olup meçhule gitmek bile istedim...ama gidersem sesimi duyuramam değil mi...?...bak bunlar da Meral'in 7elem'i...dinle ve duy şimdi beni...
I-
ezgilerin sesi ile haykırıyor kavgasını sevdam
II-
bütün aşıklardan bir yudum sevgi dilenerek ölüme doğru yürüdüğüm yolculukta gülümsüyorum
eylülün bakışlarında günden güne soluyor yüzüm annemin avuçlarında biriken hasret çığ olup düşüyor gözlerimden bir gün sarılırım boynuna diyerek
V-
hüzünlerimi yama etmek istiyor kendine rüyalarımda her gün kucaklaştığım İstanbul daha mı sisli bakıyor,daha mı hain yaşadığım memleket kaçtıkça yalnızlığına daha çok ortak oluyorum kaldırımların
yüreğim yangın yeri gelemem çağırma beni!
VI-
sonra sesini duyuyorum kimsesizliğin yaşadığını haykıran/haykırdığını yaşa(ya)mayan/duyuramayan insanların suretleri çarpıyor yüreğime, d/üşüyorum ve ateş parçası kesiliyor gözlerim sevincim kine,gülüşüm isyana dönüşüyor dokundukça heryeri yakıyor ellerim
git diyorum git! şimdi gelme!
VII-
yedinci durakta soluk soluğa kalıyor nefesim artık ne adım atacak halim var ne de duyuracak sesim zaten, yaşadığını sanarken her gün can çekişen ölüleriz deyip, ruhumu teslim ediyorum karanlığa toprağın çağıran uğultulu sesine kulap verip kendi ellerimle kendi çukurumu kazıyorum çaresiz
sonra korkularım depreşiyor ince sızılarla yaşamadığını yazan/yazdığını yaşa(ya)mayan aşk şairleri takılıyor aklıma, susuyorum ve ateşler kusuyorum ağız dolusu sevincim nefrete, gülüşüm öfkeye gebe kalıyor film başa dönüyor, yine aynı sahneleri izleyerek…
işte dünyanın sorunu da bu,yaşamadığını yazan insanlarla dolu. ve ömrünü omzuna yaslarsın yhaşadığın şehrin belkide o şehir başını omzuna daya zamanla ama verdiğini alan bir dünyada kimse yaptıklarından kaçamıyor kekem.
Ama en gerçek,en içten ve hüzünlü haliyle...
Her dizede ayrı bir derinlik...
''eylülün sırtında kamburlaşıyor geçmişim
annemin gözlerinde biriken sabrı
döküp avuçlarımın içine, yudumluyorum
bir gün mavi ile yollarımız kesişir diyerek…''
Çok güzel şiir...