BELA ELENA !
Tuna’nın kalbinde,
Kar beyazı düşlerini Kana doymuş mevsimlerin taçlandırdığı Dallara astığında, bir halkın kaderini çizdin Tarihin kapkara sayfaların da. Söyle…! Kaç yüz barındırdın gövdende? Göğsünde saklanan simalar dillenir mi? Söyle…! Çevirsem tarihin sayfalarını Güneşin masum parıltılarında Kavrulan bedenler, Mısır tarlalarından bakar erişemediklerine. Kulaklarını tıkayan, kemikleşmiş dimağlı kör dünyanın aldırmazlığına eşlik eden Kan kokulu çığlıklardı, Gece karanlığından gün yüzüne Paslı kilitleri ızdrapla esneten… Her ızdraplı esneyişte tarihin yapraklarından biriydi usulca kopan. Her kopuşta Belene’nin kalbinde Bir yüz sararıp soldu. Yenilenen nesle yadigar umutlarla…. Gün döner… Mevsimler söner… Yaşanmamışlıkların yokluğundan sıyrılan Kar taneleri arasından Her yürekte umut ışıldar. Esaretin bedelidir, Özgürlüğe fiyat biçtiren yokluk. İki dudak arasında salınan yalan harfler, Dünyanın kör gözlerinde koca ırkları yok eder. Söyle; “Belene değer miydi?” O’nca sureti gerivermemecesine saklayıp Heder eden sırlarda sus olmaya… Susulur muydu? Söyle Belene… |
Bir yüz sararıp soldu.
Yenilenen nesle yadigar umutlarla….
Gün döner…
===========================
23 haziran 1986 tarihinde insan hakları komisyonu helsinki izleme komitesi, bulgaristan'da 1.500 türk'ün öldürülüp cesetlerinin tuna nehri'ne atıldığını, 1.500 türk'ün de belene adası'na sürüldüğünü açıklamıştır. ancak 86dan sonra da belene de ölümler devam etmiş belenden kurtulanlarsa sürgüne gönderilmiştir.
İşte AVrupalının Gerçek yüzü budur.Bu yüzden Türkün Türkten Başka Dostu yoktur .
Tebrikler