AĞLA RAB
Tanrısal varlıkta son bulan suyun
Üstüne yazdığımızı sanırız herşeyi, Öyle bir farkındalıktır bu. An’ı bir kenara bırakıp Sorgulasak; Zamanın di’li geçmiş halini Bir çırpıda öldürenleri… Kocaman özürlerin sıkıştığı Kör fikirlerin köşelerini Yontmak istercesine eser rüzgar Ruhun inceliklerine. Kara bulutların toplandığı beyinde ki Fırtına, şimşeklerin ızdırabını kamçılarken; Yakılan can günahları dillenir… Öfkeli tene değen Kızıl mavi gamlarla ağlar yüce Rab! İnsanlık dilenir, Tıslayarak dökülen kelimelerle Çaresiz dil… İner huzursuzluk, dilden beyne Yağmur diner. Yontulmuş ecişler; Başlar aynı seramoniye Üç ileri, beş geri Elde kalan iki… Yetmez ki insan demeye? Yetmez ! Yeniden ağla Ya Rab! Dindir ruhlarda alevlenen ateşi Dindir öfkeyi… Ağla Rab! |