Kahretsin ! Hala Gözlerindeyim
gözlerinin güvertesinden bakıyorum dünyaya
hatırladığım! uzun, ince burnuyla yırtılan ufuk ve çingene kırmızısı ! güneşe nispet hala / iddia ediyorum ki..! hala daha sevecen, daha bir kan rengi ve daha yakıcı ! eğri, uzun kirpikleriyle ağlayan yağmur! uzak ülkelerden gelen ! yasemin kokulu bulutlarla sırdaş saçları, benimkilerden siyah ve ıslak dudakları bir kadın gibi kıvrılan denizin göğüslerine dokunarak öperek üryan haliyle çizgi ardını! gök patlıyor! bense hala gözlerindeyim limanından kalkışım retinanın ay ışığına kandığı andı! dalgaların sinesinden yansıyan ışık üşümüş, sisli, deniz feneri ihtiyar balıkçının sofrasına bıraktığım bahşişti! öyle bir vurgunun artığıydım ki ! sorma süngülenmiş kalaycı körüğünde har’a değmişti ellerin bense hala gözlerindeydim meşakkatli bir hayatın törpüsünde kanıyor dudakların buğulu camlarda bekleyişlerinin parmak izleri pencerende suyu soğutan testideki damlalar nazlı nazlı süzülürken yanaklarından üşümüşlüğün titrekliğini dışa vuran parmaklar kazağın iliklerinde dolaşırken! kristal mevsime renk veren teninde açan bir çift kardelen ayaza mor küfürler savurup, diş ağrısı gibi sancıyan bele eski bir kanepe deva olamazken, çöküyor dizlerin ve ben hala gözlerindeyim asma yapraklarının mevsimi bir sabah ansızın çekip gitmiştir! ayçiçeklerinde kalan ağustos umutları sarının kahverengi bir mevsime dönüştüğü yaprakların iskelete çevirdiği dallarda yeni doğuşlara çiftleşirken firar zamanını beklerken kovanlarda arılar alnına yazdığım yedi satırlık mektup yanıyor! bense hala gözlerindeyim avuçlarımda etin avuçlarında yüreğim, bir dirhem çarpıntı ıskalanmış hedef gibiyim ve hala arpacık hizası gözlerindeyim odalar dostun değildir duvarlar sırtından vurur bekleyişleri sigarana verdiğin sır küle döner / çöplüktür yeri! apansız çalan kapı zili, hep güldürmez yüzünü ve postacılar taşır en acı haberi / kopar telefon telleri trenler gelip geçer kapından, ardında uzun ray demirleri acı bir çığlık bozar gecenin bakirliğini, odan cehennem yeri tırnaklarında biriken hınç, baldırında esmer izler bırakır dişlerin gıcırtısıyla köhne kapılara açılır nefesin söner ışıklar, şehir bir muammanın göbeğinde uykuya dalar bense hala gözlerindeyim görüyorum! sarışın, oldukça çirkin ve çilli bana benzemiyor mavi gözleri hayli can sıkıcı, şişman, yağlı cüssesiyle bir adam görüyorum! gözlerinin güvertesinde! elleri, avuçlarında bıraktığım heyecanı okşuyor ukala bir gülüşün dudaklarına kastetmiş arzusu bol salyalı, berbat kokan şarap fıçısı ağzıyla köpürüyor teninde bıraktığım can ! can çekişiyor ve ben hala gözlerindeyim bedenin başkasıyla / ruhun kendiyle hesaplaşırken en mahrem yerlerindeki kalmışlığımla ihtirasın kendini / sevgim seni sınıyor düşeceğim şehvetinin kasıklarından ! kahretsin ki hala gözlerindeyim |
Yazar da yazar
Bu şiirler mi?
Levent'ten
Ondan bu kadar doğurgandır..
Haddim olmadan şiirinin doğurtturduğudur biline
Ne yaparsın abacım benim olmasa da seviyorum işte
Sevgim saygımla