Kelimeleri kirleten bir mektup gibi
seni sevmenin adını da koyabilirim bugün
terk etmeninde kalemimin ucunda bir kelimeye asabilirim de seni veya çizebilirimde solgun hazan sabahında kirpiğimdeki çiy tanesinden düşürebilir şakaklarımdaki beyaz yapraklara savurabilirim seni yanağımdan dudaklarıma devrilen bir nehirde yapabilirim bugün seni ! kendi bedenimde yakabilir firari uykulara satabilirim gözlerini sokaklarımda vuslat karanlığına fener alayı kedi gözler korkunun ve telaşın oynak bebekleri kırmızı avuçlarımda bir tutam mavi ve sarı hüzünler ! ıslak seni bugün, yan yana resimlerimden ayırtıp kör bir makasa kurban edebilirim saçlarının kırık telleri dolanır ayaklarıma giderken bıraktığın izlerin bedevi ruhumu getirir dizlerinin dibine tek sarılışımın serap olmuş süresi alnına değen dudak izlerimden yeniden doğurur güneşi seni bugün, yedinci çizgide yapabilirim şavkıma. ütopyamın cenderesinde kıvranırken hırsım şeceremin namusunu kirletebilirim seninle kendimi ! kendimle aldatıp eski bir kanepede uğruna dik tuttuğum başımı eğebilirim lanet bir aynada ! yine kendime bir acı bin acıya haber salar yokluğunda geri durmuşluğunun bilinmezliği yıldızı bol geceler yaşatır saçlarıma -ki ben-esmerken toprağında küf yeşili solumalar tüner hıçkırığıma bir beyaz ten’e değmez olsaydı parmaklarım arı kovanı uğultusuyla beynimde sesinin çınlaması ve bileğimden tırnak uçlarıma sancı / titreme telaşı ! unutmak isteyişimin kadehime dolan sıvısı dimağımı kuruturken -ki terin tuzu yakmışken dil ucumu sarhoş olamıyorsa ‘’seni seviyorum’’ denen iki kelime! dert etme ! bırak../ zıvanası bozuk say sevgimi düşün ki taştan bir bağıra yaslamışım başımı ve bir mezar hırsızına emanet etmişim düşlerimi -küf tut şimdi ve eskit kendini düşlerimle -kelimeleri kirleten bir mektup gibi..! |
sahi ne kaldı
sevgilerimle levent