Sen insan ben insan sorun ne peki!
Beni sömürülmüş halkım gibi düşün
Aydos yaylasında kalmış çığlığım Ve dumanlı başıyla Zigana da özgürlüğüm!! Göçebe zamanı silmişim ter kokan mendilime Savaşçı ruhum hep yenilgiyi işlemiş gergefime Beni zor toprakların çiftçisi gibi düşün Güneşin alev saçları dolanmış ellerime Düşün ki ateşten gözlerimle Harran da bir marabayım Minik parmaklarımda pamuk kozası kanamalar Tütün rengi tenim ipe gerilmiş Manisa da Duman olup tüter hıncım / basılır üzerime Ahım kalır kokuşmuş bir kül tablasında.. Her yanım ayrılık kokar / çeltik sular göz yaşlarım Narına yanmış bahtım / Çorum da / Ordu da / Sinop da Ve bir bereketsizliğin damarına basarken / Tokat da Beni toprak yiyen ana gibi düşün / Muş da / Kozan da Sen beni yalancı hürriyetlerin aldatan dizelerinde oku Tarih yazmış geçmişimi silen silgilerin kara tozlarında Bir bütün halinde yanan çocukların bakışlarında Korkularda ezilmelerde yırtık elbiselerde kahvelerde Düşün ki yürek öğüten çarkların alın teriyim fabrikalarda Yüzüm ülkem kadar kirli bedenim vebal taşır minik yavruma Sütüme haram katmamışken dedem ben savmışım onurumu Yere çaldığım gururumla bakamaz olmuşum bayrağıma Henüz yâri olmamışken Veysel’in kara toprak Dadaloğlu diklenmemişken şiirlere / türkülere Nazım memleket hasretini sıvamamışken yüzüne Sarıkamış ayazında şehitlerin kardan parkalarındaydım Yunus ilahi aşkı yazmışken dağlara Karacaoğlan’ın sazında en yeni türküydüm Mecnun dağları delerken Leyla’sı uğruna Kör kuyularda Hasandım / Hüseyin’dim Sınıflara ayrılırken insanım Aleviyle kardeş kürtle sırdaştım Gürcüye akraba yahudiyle ortaktım Çünkü insandım Değmeden toprağıma emperyal eller Soframda tek çanağa kaşık sallardım Bir dilim ekmeğimi düşmanın dedikleriyle paylaşandım Kini öğrenmeden önce gelinimin mezhebini sormazdım Ne renk, ne dil, ne din umursamazdım Çünkü insandım |