Kırmızı
bu şehir sana benzer her akşam oluşunda
her yağmur sonrasında ağlarsın kül rengi bulutların retinasında korkum ! eşkalini taşır gidişinin bir kuzey rüzgarı gibi esersin saçlarımda yüzün düşer kaldırımlara ve ben ağlarım ağlarım öyle içime içime güneşte orada oysa ay da bir ben yokum alt tarafı bir ben kırmızının efendisi gözlerinde hadi gitsene ardına bakmasana sövsen de konuşsana vursana beni gömleğimi kırmızıya bulasana gitsene / giderken ağlamasana bu şehir küser yokluğuna Bakırköy’den tren geçmez halkalı da raydan çıkmaz dolmuşlarda Ozan Arif taksilerde Orhan şarkıları çalmaz inip yürüyelim demez asude bir ses mesela yetim kalır çekmece ben beklerim kimse gelmez suya düşen yıldızlardan üşüyen ellerimden bağrıma saplanan acıdan düşen bir yaprak renginden tanırım seni ölümün güzelliği gibi hazanda bilinmeyen bir düş gibi fizanda yetim çocukların titreyen yanında sevdim seni hadi gitsene ardına bakmasana satsana beni sırtına bıçaklasana yıksana adamını gitsene / giderken ağlamasana bu şehir söndürür ışıklarını sensiz şiirler yazılmaz peçetelere Barbaros’tan vapur kalkmaz Üsküdar’a tüm birahaneleri kapanır Galata’nın son otobüs saatini şaşırır Beşiktaş da Kadıköy’e yağmur yağmaz mesela küser Barış Manço Modaya bir infilakla patlar albatros! Bursalı da iskenderin tadı olmaz acılı lahmacunda / bir şişe ayranda kalmaz mor dudaklarının izi saç telin düşmez gömlek cebime İzmit ağlar bir yanda Körfez sis yorganı altında uykuya dalar beklemez kimse yol üzeri herhangi bir durakta ben beklerim / bütün dertlerim önümde bir yağmur damlasında solgun hüzün sarısında ağlayan türkülerin yanık sesinde kılıcı ense kökümde bir damla ayrılık zehri değil mi gidişin! hadi gitsene ardına bakmasana dudağını ısırmasana kanatmasana budasana sana uzanan ellerimi gitsene / giderken ağlamasana yakılmış kirpikleri bu şehrin sokak lambalarının gözleri uykusuz bir karakol duvarında sorguda sırtım soğuk, bitkin, çekilen tırnaklarımdan can gitmiş sigaramın dumanıyla hançerliyorum karanlığı çırıl çıplak pişmanlıkların yakasından biriyim kapısız avluların ortasından bütün ihanetlerin bacak arasından açlıktan gebermiş sevdamın ceset torbasından günün güneşle işlediği zina suçundan döllenmiş biriyim bir ceylanın yavrusuna söylediği şarkı gibi kuşların gözyaşlarına saklanmış köylü kızlarının testisine dolan masumlukla sevdim bu şehir sarsılmış ömrüme benzer sen olmayınca cesedime el sür / bari ölürken koklayım seni hadi gitsene ardına bakmasana acımasana / acıtmasana kapatsana gözlerimi sana dokunsana buza eritsene / erirken ağlamasana..gidemesene!! |
Şair / TÜRKİYE...