Aklımın Başımda Olmadığı Zamanlar!!
Bir kadının bacak arasında dudaklarım!
Salyalı seviyorumların dikenli yamaçlarındayım Şiirde yazıyorum Hem vatanperver ! bazen entel Kimi zaman yuları sıkı bağlı aydın da olabiliyorum Köpeğim bile var üstelik Kuşları kafeste, çiçekleri saksıda Salatalığı ise en çok bana benzediği için seviyorum! İlginç fantezilerin adamıyım! Kutsal kitabım başucumdayken Nefsimi gecenin şeytan yüzüne satabiliyorum! Uhrevi gerçeklerimi bıyık altı sırıtmalara terk edip Şuh bir bedene kıble diye secde ediyorum! Sonra doksan dokuzluk tespihe Parmaklarımdaki kadın kokusunu sürüyorum Köpeğim kulaklarını dikleştirse de Çoğu zaman ona benzediğimi düşünüyorum! İlginç saplantıların adamıyım Adamıyım diyorum ! şiirde yazıyorum üstelik Nur cemalimde bir çift diri göğsün gölgesiyle Çocuklarıma namus tellallığı da yapabiliyorum! Her ezan sesinde Allah ! dökülse de dilimden Kaldırım üstü sıkı kalçalarda onu da unutuyorum En sadık dostum köpeğim! Ama dişisine yanaştığında kıskanıyorum Yerinde olmak istiyorum! Utanmıyorum ! şiirde yazıyorum üstelik Kedilerden nefret ediyor, karakaçanlardan uzak duruyorum! Seviyorum ! seviyorum da herkes gibi değil Bütün memelileri istiyorum ! şiirde yazıyorum üstelik Domuzları memeli saymayanlara ise gülüyorum Eti harammış ! rostosu lezzetli, damak tadıma bayılıyorum! Güçlü bağlarım var ! insancıklarla Onları ki; evrimini tamamlamamış zavallı yaratıklar Yer çekiminin dik tuttuğu iki ayaklılar Ben daha çok dört ayaklılar grubuna dahilim! En azından başım onlar kadar mağrur değil Etek altlarını daha iyi görebiliyorum ! şiir de yazıyorum üstelik Dostluklarımı iç çamaşırları rengine göre sıralıyorum! Siyah çekici Kırmızı çıldırtıcı Diğer renkler en son sırada Beyaz ise vazgeçilmezim Altında daha çok şey görebiliyorum ! Kuduruyorum ! o yüzden iki ayaklılara benzemiyorum! Duygu ! benim için icat edilmiş para, elin kiri İki ayaklılar için gözün feri ! yürekteki sevda yeri Altı kağıt misali satıyorum ! şiir de yazıyorum üstelik Ama yağmurlu havaları sevmiyorum! Onurlu olmak neyin nesi ki Veya sadakat ! samimiyet, doğruluk Yunan alfabesi gibi anlamsız geliyor! Şiir de yazıyorum üstelik ! lafın gelişi Düzgün giyiniyorum, tıraşlıyım Ayakkabılarım boyalı, kravatım bile var Bıyıklarım olmasa da kökü bende ! eksik bu olsun En alasından sevdayı işliyorum satırlarda En maharetlisinden tutkuyu Adamlığı, adam gibi kadını yazıyorum Ama köpeğim dişisine yanaştığında kıskanıyorum Utanmıyorum ! yerinde olmak istiyorum Kuyruğum olmasa da dört ayaklılar grubundanım Burnum keskin kadın kokusu peşinde ! şiir de yazıyorum Bazen karıştırıp bir dönmenin kucağına düşüyorum! Kazaya kurban gitsem de bu halime bayılıyorum Merhameti inci tanelerine benzetiyorlar Oysa koyun dışkısı da inci tanesine benzeyebilir! Sevdayı, tutkuyu, güzelliği tensel aforizma zannediyorlar Oysa bunlar bir çiçekte de vücut bulabilir! Bakın neler düşünüyorum ! şiir de yazıyorum üstelik Çalı fasulyelerini sevmiyorum! Salatalığı ise en çok bana benzediği için seviyorum Ne düzene sözüm var, ne de topluma Ferdi davranıyorum ! şiir de yazıyorum üstelik Nefsimin satırlardaki hakimiyetini Elimi özlediğim organların şekline sokup bitiriyorum Kendime günahkar, şiire dürüst, çevreme ayna oluyorum Dört ayaklılar grubundanım Ve salatalığa benzediğim için asla utanmıyorum!!! |
Bunların dışında, konun milyarlarca insanın içinde birinin hikayesi, bireyin. Bunu çok doğal ve özgün bir biçimde yapmışsın. Nasıl hissettiğini, bakış açılarının neler olduğunu, neler olabileceğini veya nasıl değişebileceğini çok güzel anlatmışsın. Belki bazıları pek sıcak bulmayabilir çünkü konusu bireysellik (senlik) içeriyor. bir çok nokta bana da başkasınada anlamsız gelebilir. Fakat (kendimizde de yaşadığımız) kimi ortak noktalar, benzerlikler insanı gülümsetiyor. Ve gözlemi hakkıyla yapmışsın.
Tebrikler