6
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
417
Okunma

(Füruh’a ve Sohrab Sepehri’ye...)
ölü kitaplarla yaşıyorum geceleri
onların anlamları canlı
Shakespeare, Dickens, Dostoyevski
Tolstoy, Kafka, Steinbeck: iyi ki yaşadılar
ve bu dünyadan geçtiler sözcük konvoylarıyla
yoksa nasıl katlanırdı zihin bu dünyaya
ama Füruh Füruhzad, ah!
Füruh Füruhzad öldü mü?
bilmiyorum, bildiğim tek şey
o hiç olmadı kağıttan bir sevgili
sarmaşıkların tırmandığı pencereden
lambaların yalnızlığını izliyorum
ışıkta uçuşan damlacıkların ses olma isteğini
gözbebeğim sevimli bir risk altında;
geceleri “Tatar Çölü Bekleyişi” de katılıyor aramıza
ondan öğrendim, zihnimdeki
kum taneleriyle konuşmayı
gündüz oldu mu başka bir hayat başlıyor
düşünce mezarlarından geçip
şehrin bittiği yere doğru yürüyorum, bazı
önemli şeyler yeni başlıyor orada
oralar unutulmuş sevgi alanları hep
fotoğraflarını çekiyorum terkedilmiş evlerin
saksısından kovulmuş tek başına bir karanfil
karanfile "siz" diye hitap ediyorum
o evlerin duvarlarında görünmeyen isimler var
bahçelerindeki otlar şarkı söylüyor
soğuk bütün acımasız ordularıyla geldiğinde
gün ışığının adımlarını anlatıyor o şarkılar
her melodi anıların üstüne battaniye örtüyor
ne kadar konuşmak istediyse de
yüz vermedim unutmanın uykusuna
-huzur nerede yuva yapmıştı kendine-
benim aklım oradaydı, aklım yaşam dolu
bir de şu Butimar kuşu, kuşların peygamberi
çok üzülüyordum onun için
su biriktirmek ama hiç içememek
akşam olunca gün ağlamaya başlıyor aşktan
böceklerin ve çiçeklerin çiftleşmesi aşktan
bahçe duvarlarından atlıyorum gizlice
elimi kanatıyor sözcüklerin arasındaki dikenli tel
tel bir kelebeğin kanatları kadar kesici
kanı durduruyor düşünce taşı
zaman koşa koşa geliyor yanıma terlemiş
zaman çatlıyor; içinde siyah incir ve cennet elması
meyveye tadı veren içteki küçük taneler aşktandır
Füruh’u düşündüm, akşamdan yapılmıştı yüzü
onun da tüm yaraları aşktandı, o da inanmıştı
soğuk mevsimin başlangıcına; dokunmuştuk
soğuk ölüydü ama anlamı canlıydı
tekrar gece oluyor zihnin ülkesinde
gölgeleri sona eriyor farelerin ve insanların
sudan yaratılmış bir şair gördüm sayfaların arasında
konuşurken bir zambağa “siz” diyordu
sordum nereden geldiğini
"üzüntü ekilmiş tarlalar ülkesinden" dedi
5.0
100% (9)