6
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
2171
Okunma
(Öyle çok bilmiyordum ki senin nerede olduğunu
ve öyle çok seslenmiyordum ki sana,
öyle çok seslenmiyordum ki sana, neden duymuyordun!)
bir çürüme karşılıyor sizi kapıda, gidin bakın
insanlıktan çaldıkları her şey orada
kapının hemen önünde yere kıvrılmış zamanı yontuyorlar
siz, kanatları kırışan melekler, gidin duyun o ağır kokuyu
ayaklanmalar içinde kaldım yüzyılın o korkunç bahçesinde
dilim parçalandı sessizlerin sorularını yanıtlamaktan
o morg senin bu morg benim dolaşıyorum yedek duygularla
şu yüzümdeki yerleşik ifade hüznün oyun alanı
avuçlarımda sakladığım şu şey ertelenmişlik demeti
siz sözcük oyunları uzmanları, bilumum hümanistler
hem barışı savunup hem öldürmeye gidenleri kahraman sayanlar
hissediyor musunuz içten gelen bozuluşu
herkesin birbirine sahte çiçekler uzattığı bir bahçedir çürüme
mevsim çocuk bulutu ve izleyen insanın silinişi
ellerinde salladıkları korkuluk tanrının çekici
gidin çalın kapıyı boşalmış benlikler karşılayacak sizi
okunaksız ruhlarından merhamet beklemeyin
yüreklerine girmeye çalışmayın yürekleri demir ormanı
ve herkesin birbirine maske uzattığı bir sahnedir çürüme
sonra sayfayı çeviriyorum o sahneden kaçmak için
o kitap senin bu kitap benim dolaşıyorum yedek umutlarla
dar geçitteki kalabalığa karışıyor zihnimin hararetli çocuğu
ve öyle çok seslenmiyorum ki sana oradan,
öyle çok seslenmiyorum ki
duyulurum sanmıştım seslere ihtiyaç olmadan
ah kalbim; kaçak düşçü olarak çalışıyormuş gerçekliğin fabrikasında
sayfa çevirici bir elin kitaba davranışıymış bu
5.0
100% (15)