Fukara
....
uykusu mıhlanmış deli gibiydiniz bu aralar yakanızda eksik bir gün en eğreti doğumlara hamile onca derdini kiraya çıkarmış bomboş bir şehrin hüznü yüzünüzde sanki yuhalanmış bir suçlu gibi imrenerek bakıyordunuz göğe dudaklarında rütbesiz kahkahalar saçlarında gezegenin en hüzünlü kır çiçekleri kayıp bir düşün kokusunu taşıyorsun yağmuru zedeliyor bakışların güneşli günlerden bir ambargo yiyorsun hızla tartaklanıyor mutlulukların hiç büyümemiş bir çocuğun hayallerinden köprüler kuruyorsun çığlığın yırtığı bir hançerin en hijyenik ağzı üzgün bir bedevinin çöl artığı gülüşlerin siperindesin hep kendi kendini linç eden buz iklimine transfer edilmiş kalabalıkların hayatın baş ağrısı dahası asisin bir ilenmenin en tepesinde sesin bir kavganın genç kızlığı kimliğinden aşırılmış temiz kağıdını arıyor biçimsizce yaşıyorsun bir ihtilal gibi sokak sokak dolaşıyor bir acı gibi akıyorsun damarlarından bu kaçıncı kanayan soyadın bu kaçıncı kaybolan zamanın üşüyorsun çok üşüyorsun hem de çok mu zor kendini kanıtlaman kaç zamandır içindesin hamlesiz bir sevincin nasıl da eskimiş yüzün bu kaçıncı sürgünün sonrası yoksun serin bir yaprak gibi dünyaya tutunmaya çalışıyorsun fena yakalandın işte dikkat et düşüyorsun ! _boran .. |
Olanaksız gibi gözüksede , acının anahtarı varmı fukara şiir..
Keyifsiz ruh halinin acıya dayanması ve dayanamaması, gel, gitlerin yakasında bir yerlerde bölünmüş uykuların kavruk sancısına yeni doğumların iç ve dış sesi düşüyor şair..
Kendimi bulmalıyım , sarmalıyım desede gürültüsü ve bir okadarda sesizliğin yankısına kayıtsız kalamayan , öfke, kaygı, pişmanlık, korku, kararsızlık ....
Derdini dert etmiş bölünme diyor ..
Şiir aynı anda bir den çok farklı duyguyu taşımış dizelere ben anladığım kadarına eşlik edebildim sayın Boran güzeldi
Saygımla