ölümsüzdü onlarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Gaziantep ,ili Karkamış ilçesine Suriye tarafından yapılan füze saldırısında bende ziyaret amaçlı orada bulunuyordum yaşananları burada anlatmak neredeyse imkansız olanları şiir ile anlatmaya çalıştım.
o patlama sesleri art arda her yerde yankılanırken ölüp ölüp diriliyordu herkes çığlıklar içinde boğulurken sesler kalabalıklarda korku ağlıyordu ezilirken tomurcuk çiçekler taze fidanlar yıkılıyordu daha yolun başında anlıyorsun ki hayaller ömürlük değil ölümlükmüş meğer * bekleyişler uzadıkça zaman geceye koşuyordu kulaklarda yankılanan sesler tazeliğini korurken onların rızkına düşen geceydi prangalara vurulmuş çaresizliğimiz hasretime olan hasretimden bağışlanma dileği canımı yakıyordu geceye ay düşerdi bize ise yine gölgesi. * ayın şavkın da ölürken hayallerimiz bedenlerimiz toprağın koynuna teslim ediliyordu artık duvarlar çok yüksekti düşlerimiz ise camdandı sonbaharın o hüzünlü yüzü yansıyordu her yere. çamurlu sokakların izlerini silemiyordu yaşananları sol yanımıza oturmuş tarifsiz acı gitmiyordu gitmek bilmiyordu sessizliğe sarılırken karanlıklar ateş düştüğü yerlerde yanıp duruyordu * sıla artık her haliyle gurbet kokuyordu gölgelerimiz bile silikti kırık camlardan yansımıyor hiç bir şey içine ağlıyordu insanlar biri daha koklanmaya kıyılamayacak kadar tomurcuk biriyse ömrünün baharında bir gül kanıyordu yaralarımız baktıkça, duydukça kanıyordu bir gün herkes vuslata erecek mevsim bahar, olmuş kış olmuş ne fark eder ki caddeler sessizliğe gömülmüş buralarda sokaklarında ise ölüm kokuyordu sanki ruhunu çalmışlar buraların baktıkça daha iyi anlıyorsun her şeyin rengi solmuş insanların bile soluk yüzlerde korkular okunurken acı parça parçaydı * hüzün çökmüş her yere gözümden dökülürken kor ateşler geçmiş düşlerim canlanıyordu gözlerimde buz kesiyordu her bir yanım her patlamada ürperirken insanlar ömürlerinden ömürler gidiyordu gün gecenin koynuna girerken o tomurcukla, o gülü saran toprak gibiydi * sessizlik duvarları sarıyordu her yeri bir daha olur kaygısı yaşanırken içine ağlıyordu herkes kanayan yaralarımız daha da ustalaşıyor du biz hep kabuk bağlayan yaralarımızdan vurulduk bir ömre sığmayan ne varsa hepsini sığdırdık hayatın kıyısında ölüyorduk her şey acıyordu en çokta gözler yalnızlığın zindanlarında ölürken ıslanıyordu kirpiklerim gidenlerin ardından geceye karanlık çökerken ay gizleniyordu bulutların gölgesinde sessiz duvarlardaki izler kapanırken akıllarda yaşananlar kalıyordu tabelaya kazınan isimler artık ölümsüzdü ölenler Mehmet Demir 24.11.2022 Karkamış / Gaziantep |