riya
o sonsuz duyguların bir tanımı yok artık
yarınları da olmayacak silik hafızalardan geriye kalan izler muaf tutulurken cepsiz kefene sığdırılamayan dünyalıkları geride kalıyordu birileri ne idüğü belirsiz düşüncelerle avunurken ruhu veda ediyordu bedene ten ölürken gözlerin eteklerinden süzülürken günahları yalancı dudaklardan dökülüyordu dualar * o arsızların yırtık yüzlerindeki merhamet yapmacıktı yalanların gölgesindeki gözü yaşlı vedalar kefene sarılı bedenin son yolculuğu başlarken usulca kapatılıyordu topraktan sandığı o bitmek bilmeyen belkiler anlamsız keşkeler sorulamayanlar, sorğulanmayanlar silinip gidiyordu her nefeste * o aşkın yazılmamış mektuplar okunurken nefesi kesiliyordu aşk tutsak olurken ölenin ardında kalan damaklardaki o buruk tat evveliyatı bilinmeyen tutsak edilmiş bir yalnızlıktı gönülde gölgesi kalmıştı karanlığın musallada herkes yalnızdı * yalnızlık kör bir kuyuydu yalnızlık çaresizce yürüdüğü yol ateştendi penceresizdi konulduğu çukur sessiz ve soğuktu ömür ateşinden giderken destursuz du acılar poyrazın okşadığı tende ki o koku o yanık kokusu iliklerine kadar işliyordu nefesi kesilirken hayatın kursağında kalan hayalleriyle sırtından vuruluyordu acımasız yalanların koynundaki ten soluyordu göz bebekleri büyürken * toprak sırlı ve ketumdu umutsa olabildiğince kısır ne yana dönse karanlık nereye baksan riya belirsizlik ise akıllara zarardı umut son bulurken toprağa teslim ediliyordu beden o arsız bakışların şahitliğinde * toprak alırken emanetini ruhu arşa kavuşuyordu sahte gözyaşları eşliğinde tükenmişliğin o sabırsız bekleyişi gerçekleşirken kilit vurulmuş dudakların arsız halleri titriyordu damaklarda kalan tat yüzlere yansırken birileri hıçkırıklarını yutkunuyordu gözler pişmanlık dolu bakışları anlatırken o sözlerin telafisi imkansızdı Mehmet Demir 21.01.23 |
Kaleminize gönlünüze sağlık.
Her daim esenlikte kalın.
Saygılarımla.