bir düştü hayat
o yalnızlık hiç terk etmedi beni.
hep yanımda oldu, hep yanı başımda. aklımı meşgul edenleri ne yapmalıyım bilemedim şimdi fırat gibi delice akıp gitmek isterdim. başına buyruk hiç itaat etmeden. * suskunluğun sancıları çaresiz kıvranırken yaşanan sarsıntıları dayanılmazdı. çığlıkları duymuyordu kimseler. canım yanarken sessizliğe gömülüyordu her şey. şu kendime bağlanmışlığım dan kaçamıyordum biliyordum olacakları ve beklenen o acı sonu. ölümün soğuk yüzünü hatırladıkça. sadece susuyordum içimdeki acılar kalıyordu kaçamadığım bende. * çırpındıkça bir bilinmezde kayboluyorum. düştükçe kalkıyorum kayıp bir rotada istikamet belirsiz. bir daha nereye düşerim bilmiyorum içimdeki acılar kanarken. kaç yağmurda yıkanmam gerekir bilmem hangi bulut’un gölgesinde saklanmalı ki. düşmeyen gözyaşlarım korkarken * korkuyordu bende olan ne varsa. bakışlarıyla yalvarıyordu bırakma diye. gitmek istemiyordu. saklandığı yerde kalmaya razıydı. hiç kaybolmadan bağrındaki acılarla baş etmeliydi. yaşadığı bu hayatta. su gibi akıp giden zamana karşıydı inadı. ucunda boğulmak olsa bile. * sır anlatılamazdı ölümün soluk yüzünde ki huzuru aramak gibiydi. bir, bir kaybolurken hislerim. bir tek yaklaşan o zaman hissediyordum itaat etmediğim o bakışların sahipleri. kibrin gölgesinde kaybolurlarken. artık hürce kanat çırpıyordum gittiğim yerde ruhum özgürce serenat yaparken gökyüzünde.. bende kalıyordu her şey... saklandığım yerlerde ki izleriyle. hayat soluk yüzlüydü ve mezar taşı gibi yalnız. bir o terk etmedi sahibini. bir o * Mehmet Demir 09.07.2022 - Ankara |