Sendin
Biz insanlar
Gölgesiz meydanların irkilen uykuları Seğirten göz bebeklerinin beliren korkularıydık İmzasında çıplak ve yalın bir mührün üstünde Bir gün Sessizce Ve muhtemelen Adımızın kıyısına kendi güvercinlerinin Somurtkan yüzleri eklenecek Terbiyeli bir yalnızlık bizimkisi Odasında ışıksızlık mısraları varken İlk duyduğum sesin emeklemeleri Vardı sende Bir kez duydum açtığın yarayı Onunda uzak rayların dumanlı öksürmelerinde Güneşi tez görenlere inat Kalın bir üşümeyle yoğruldu demirsi bir mengene Tez gideceğiz Seninle Akşamüstünü bekliyorum usul nefeslenişimde Bir resimse üşüyen hayatın ellerini buğularken penceremden Bu tablodan mavi renkleri de sen götürdün Biliyorum Ve yine biliyorum ki Bana ilk göğü gösteren de senin yüzün Arşa selam verdiren Bulutların kapısını çaldıran Ayak izlerine ömür değdiren Zehirleri alınmış bir yaşam bahşeden Yine sendin Güzeldin Kırda güttüğüm çiçeklerin analarıydın Yenice bir iklimin göz açtığı zamanları taşırdın Saçların uçuşan, hevesli rüzgârın sanatıydı Bilmezdin atın sırtına bir özgürlük bıraktığını Koşmak kadar büyük düşman görmedim seninle Ayaklarımın yürümekle ebedi olduğunu bilirken… |