Okuduğunuz şiir 26.10.2021 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
İçe doğru
taburcu olmamak için direnen yaralı bir "yoksun" a ev sahipliği yapıyor içim
eski bir kitabın sayfalarına iliştirdim yorgun bakışlarımı aşkı hiç mutlu görememiş gözlerimden affımı diliyorum
ekmekçi bir adamın sakallarından beslenen kuşlara özendiğim de oldu imrendiğim de ki insan olmayı beceremeyen adamların içinde iyilik yeşerdiğine şahit olmadan göçüp gitmeyi hiç bu kadar çok istememiştim
saçlarına sırrımı ördüğüm kadının vicdanına makas attıktan sonra hiçbir merhamet yumuşatmadı içimin taşa kesen yerlerini
patiskaya hikâyesini resmeden ablamın parmaklarında oyalanan çocukluğumu uçurtmanın kuyruğuna bağlayıp şuursuzca esen rüzgârın esintisine kaptırmışlığım da oldu bir ara bir araya gelmemiş kavuşmaları gözüme kestirip ortasına düştüm tüm ayrılıkların bütün hasretlerin toplanma yeriydim artık
kadrajın arkasına sıkıştırılmış sevinçlerin hilekâr tuzağına aldanmıştım kimi zaman fark ettim ki aslında çoğu delirmiş çoğu cinnet geçirmiş çoğunluğu kendisi olamamış bu yüzlerden sadece biriymişim
kilitledim içime çıkan sokağın kapısını çektim dünyadan kendimi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İçe doğru şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İçe doğru şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Aşka layık olabilecek yürekler var mı? Bilmiyorum lakin aşka layık olmayan yürek çoktur. En iyisi Allah'a bırakmak yürek penceremizi çünkü biz aşkı yaşamak isterken layık olmayan yürekler ile yaşıyoruz ve yüreğimiz yanıyor. Bu yüzden "yalnız olmak, yanlış yürek ile olmaktan daha hayırlıdır. " İçi dışı bir olan bir yüreğin sesine kulak verecekse yüreğimiz dua ve sabretmek en güzelidir. Bırakalım bize yakışanı Hakk belirlesin... Emekleriniz dert görmesin Cömert Ağabey
ona en fazla bir asır zaman tanımıştır sevgili Yaratıcımız. ah bu zavallı dünya, ah onu hain bir derde salan zalim hastalık.onun adi insan! insan ne çirkin ve bulaşkan bir yaradır böyle. oysa insan- insanın ılaciydı öyle değil mi? temiz yüzlere, vefalı yüreklere erişsin gönüllerimiz.
Cömert hocam manidar bir şiirdi..Bu dünyada yaptığımız her şeyi yaşamadan ölmeyeceğiz belki de.. Herkese hayırlı ömürler ve ölümler nasip etsin Rabbim. Ve geçinden sıralı ölüm nasip etsin.
Her zaman olduğu gibi güne yakışan bir şiirdi tebrik ederim
Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni, kendinden tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek
ben bu ayette seni ah çektim,ah ben bu ayette seni ağaca ve suya ve ateşe aşıladım
yaşam belki uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının gectiği yaşam belki bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur
yaşam belki iki sevişme arası rehâvetinde yakılan bir sigaradir ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi şapkasını kaldırarak başka bir yoldan geçene anlamsiz gülümsemeyle 'günaydin" diyen
yaşam belki de o tıkalı andır
benim bakışımın senin buğulu gözlerinde kendini paramparça yıktığı ve bir duyumsama var bunda benim ay ve karanlik algısıyla birleştireceğim
yalnızlik boyutlarindaki bir odada aşk boyutlarındaki yüregim kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu ve senin bahçemize diktiğin fidanı ve bir pencere boyutlarında öten kanarya ötüşlerini
Ve" ellerini seviyorum" diyen sesin hüznünde ölmektir
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda yumurtlayacaklar
küpeler takacağim kulaklarıma ikiz iki kirazdan ve tırnaklarımı papatya çiçeği yapraklariyla süsleyeceğim bir sokak var orada ayni karışik saçları,ince boyunları ve sıska bacaklariyla küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar bir gece rüzgarın bizi alip götürdüğü
ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum okyanusta yaşayan ve yüreğini tahta bir kavalda usul usul çalan. küçük hüzünlü bir peri geceleri bir öpücükle ölen ve sabahları bir öpücükle YENIDEN DOĞACAK olan Füruğ Ferruhzad
ne çok bekledim ruhundan kalemine dökülecek şiirini okumayı
Yollar, kâh içine çıkan sokağın kapısına kâh tüm ayrılıkların ortasına çıkıyorsa içinin taş kesen yerlerini hiç bir merhametin yumuşatmayacağı çok âşikârdır zaten....
Durup durup sarıldığımız dünler Bazen de kaçtığımız kapılarından Izi kalmış onlarca anının içinde birikmiş hayat Bazen kanar Bazen ağlar Bazen de kendi mezarını kazıyıp canlı canlı gömülürüz
Güne son derece yakışan harikulâde eseriniz için kutluyorum tebrikler. Serbest şiir gerçekten yerinde imgelerle dolu sonsuz bir hayal gücü gerektiriyor bu güç de siz de fazlasıyla var ki böyle çok güzel ve anlamlı şiirler yazabiliyorsunuz kutluyorum tebrikler üstadım. Daha nicelerine inşallah. Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum, kaleminiz ve esininiz dâim olsun. En derin selam ve saygılarımla.
Ne kadar da güzel okumuşsunuz Peki sonu bilinir mi Ölüm hak mıdır garip duygulara Nereye gidecek dünya Hep ölüm çaresizliği Tespit doğru mu acaba Deli cinnet mi geçirmiş Sahibi sahip çıkmayacak mı Nasıl da başımda sorular
İçini dökmüş şiir. Duygusu hüznü yoğundu, yine güzeldi.
Ve.. Sanki; Kendimi üzdüğüm kadar kimseyi üzmedim der gibiydi satırlar.
Hayat denilen yolda yürürken görüyor, anlıyor ki; Hayatı yaşla değil yaşadıklarıyla öğreniyor insan. Dar vakitlere sığdırılırken koca bir ömür, üşür ıslanır bazen kelimeler.