Uykularportakal ağızlı günün çılgın vurulmuşluğuna incecik sokulan yol gizli su göğün kıvrımlı teniyle uzayan tarçın kokulu odalar kanayan seslerin usul sessizliği var huzur ve eski minderlerden inen geceler... düş vakitlerine sardığım yaşam kısık ışıklarla hâlâ burada göğsüme saçları akan ırmaklar gül kucağı tepelerin takvimli hüznü ahh hâlâ bir şiiri okuyorum hiçbir şey olmamış gibi gölgelerin yüz mırıllığına konuşur sınanmış saatler kendimi ileride bir yerde yıldız parıllığıyla geçerim uyuyan ahretin iklim sancısında uykular sıcak uykular soğuk bir eşik kapısız şehirler gibi kıyamet sukût-u tufan kitapların içinde yeryüzü tarifi oluklarda varoluş ve yaşlanan at koşusu ışık hızında dirilmeler ahh hâlâ bir şiiri okuyorum sönüyor onca söz zamanın önünde bütün yeminlerin kuyu yaralarına düşüyor karanlığın yüzünde sel içim uçurum yatakları bul bir gölge kendine sus ve dinle şarabı yorgun denizler üzerinde... ..... |
Ölüyorum bu bilip de bilmemezlikten gelmene.
O da buyurdu : Hakla berabersen, yüz yerden anlatılacak şeye susarsın.
Çok saygımla.