Beyaz perdebütün gece g’özlerimin karasına ağlayan ışıkta kucakladım güneşin sessizliğini düş ipliğiyle dokunan ebruli gölgede ay’ın buğulu inceliği beyaz perde üzüm parçalı hayaller geçer/ sesimin karı yağan şiirler/ ovalar,atlar... yüreğim, sevincimin yarısında kaç avuçluk ağız olur açar ağaç kıvamında zaman martılar dilleşir yağmur yağar sonra yeryüzü çiçeğiyle açar yıldızlı bir balkona parmağıma asılı gecenin renginde şafak bulutsu kumların güzelliğine yâr getirin mavili kuşları kalbimin kentine denizin uykumu çarptığı darlıkta kekeliyorum çocukluğumu.. sırtımdan hüzün köprülü karanlık yürüyor pencerede ay yalnızlığı fenerli tohumun uzun yolculuğu o kadar çok anlattım ki satırlarıma tuttum atlasın sarı iklimini.. dudaklarımdan kayan terin ırmak derinliği kanatılmış çığlığın yüzüyle geçer baharı uyanışımı zincirliyor yaprak serinliğinde sabah rüzgarın içime doğan vaktinde gizlice s/aklım çek gövdemi ruhuna avuçların çözülsün aydınlığın ceplerine ..... |
Martı. deniz, ay...
Evreniktir evrenseldir, tümünü hisseder, parça bölük kabul etmez...
Her Şiiri, çocuk tercüman gibi acıya...
Haydi gizeminden bakalım geceye, bir daha...
Unutulmasın bir şey acıdan yana...
Samanyolunda tükenmez iz, bitmez veda...
Çok saygımla.