Kül Köklerikaranlığın omuzbaşlarını çelmeleyen hoyrat algılı saçlarım yıldız uçlu kanat gölgesinde yanık ışığın sessizliğiyle çiçek özlü halkalara mayalanan kımıldamadan akan hayat uyuyan inceliğin tozlu yaşamı. geriye bakmadan ilerle adımlarım alnımda bulutlu ağaçların sis teknesi -arkamdaki hüzün bir daha gelmesin- küçük küçük düşler nal çeşmesiyle gece kıyılarıma yol çakar gözlerimi kamaştıran deniz pırıltılarına benzer yüzüm -kaderimin ortasında mum ağacı- bakışlarımın kuş tavanı ıslak ıslığını geçirirken dudaklarıma/ dudaklarımda damlacıklar.. gözkapağımı aralayan yağmur atları hasretlenen hüzün mısrası kış aynasına içimi kavuran uykuda öyle güzelsin yankım bir tohumla yalnızlığın bileği bükülen bahar avucum duvarlı dağ yanağımı sabah sızmasıyla okşar gölgemin şefkatli şafağında öyle güzelsin gün bağrıma seyiren sancı yüzümü güneş ayazına tesbihler ey karaya vuran dalgaların varoluş yarası kış şiiri yazıyorum kül kökleriyle aydınlığa ... |
Bir dizi rüzgar, dingin beklemekte.
İzlenimler.
Hiss-i kable'l-vukû.
Tufan öncesi.
Gün alabora olur.
Sesler kayıp.
Ben ben...
Biliyorum söz cevherdir.
Cevher kadrini, cevher füruşan bilir.
Ben bilmem.
Ben bilmem.
Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla