Şiir yakasıaklı kuşatan tohumların aveze çığlığı iplik iplik yağarken yokluğun tarlasına duvardan duvara geçer sesimin yankı ormanı.. bulutlarla yürüyen uykuların yeşil gözlerinde nal şakırtısı orada bir yıldızla içiyorum kırmızıyı.. tenimde tarihin yangın eteği ve titreğinde ışığın karanlık sabahı ateş parıltılarıyla dökülen yel yaprakları avuçlarıma düş gülleri getirir perde perde genişleyen gölgelerin ter damlasıyla beyaz kanatlı sesler örülür parmaklarıma koşan atlar ve kuşlar dilimin demiyle soluklanır.. yaralı boşluğun en köklü damarı derin sularla sayıklar masalları bir tenhaya eklenen aşk suretinde şiir yakası.. kızıl bayrağın ay incisiyle hiç kıpırdamam.. giriverir gün aralık kapıdan rüzgar elbisesiyle kavisli geceye ağlanan bahar penceresiyle tozar yollar bulut kıvırcıklığıyla gelir mevsim içimin yeşil uğultulu kır’ına bir eda sancısıyla yüzüme değer ay perçemli buğday.. geriye sis kalır ..... |