...-Şiirin hikayesini görmek için tıklayın "usta diyor ki, beni herkes sevdaya asi sanır, oysa aşk, nerde olsa beni tanır."
Faili meçhul bir kaderin,
Türü tükenmekte olan nadir, Sırra kadem basan sevdasıyız biz. Aman kimseler duymasın, bilmesin Dikkat et ağzından kaçırma. Aramızda kalsın bu aşk, Bir de zümrüdü anka kuşu masallarında var olsun… Eğer ecel son sözünü söyleyip, Son noktayı koymazsa hayata, Kör kurşunlara rastlamazsak Körpe bir sabahın aydınlığına uyanıp, Yine yorgun bir geceye alışacağız. Ya da yorgun bir gecenin mahmurluğundan, Körpe bir sabaha uyanacağız. Nefes aldığımıza şükürler edip, Avaz avaz varlığımızı ilan edeceğiz… Kızgın güneş altında, helal bir lokma için, Irgat tarlalarında, Ya da fabrika vardiyalarında, Kan ter içinde kendimizi bulacağız, İmza sirküsüne herkes kendi imzasını atacak. Vakit akşam paydosu, Mesai bitti, Servislere binilecek. Yüreğimin ağırlığı, Tarif edilmez batman… Kentin ışıklı caddelerinden, Şimdi yoksul varoşlarına ilerliyor otobüs, Yıllara meydan okuyor, Bu yorgun, eski köfke, kerpiç evler, Bir omuz atılsa yıkılacak hepsi… Herkesler bakar da neden, neden görmez ki ! Derde derman olmaz ki... Yokluğu acıyı ta iliklerine kadar yaşamayanlar bilmez ki... Camdan bakarken dalmışım, Yorgunluktan canım geçmiş biraz... Ne acılar yaşandı, Ne yokluklar çekildi dört duvarlar arasında. Derin bir sessizlik, kulakları sağır edercesine… Ağaç kurdu kemiriyor peykeleri. Avluda asma tevekleri, Sanki gerdana dizilmiş inci gibi sebze hevenkleri Saksıdaki mavi iris çiçekleri umudun habercisi… Lokmalar büyüyor ağzımda, Sözcükler düğümleniyor, Su bile, çay bile geçmiyor boğazımdan… Ağır bir acı çörekleniyor yüreğimin ta üstüne… Mahzun bir kalple, Sanki taş kesilerek etrafı, Çatık kaşlarla, kısık gözlerle seyrediyorum… Karşımda bağdaş kurup oturmuş dağlar, Uzayıp giden yemyeşil engin ovalar. Bu araba neden yavaş gidiyor? Yol mu bozuk? Yük mü ağır ? Yoksa biz biz mi fazlayız? Orhan ŞENTÜRK Not: (şiirdeki görsel temsilidir.) |
Kaleminize gönlünüze sağlık.