Mızıkadışından ve içinden akıyor yaşam saçları dağılıyor bir çocuğun derinleşen bağların güneş tüten gözlerine su kımıldıyor eşikte yaprak sallanırken yanımda yanık dağ -nasıldı örtüsü karanlığın- içimin mavi bulutlarına eklenen ay lekesi gülen bir bahçenin odalarına düşümü kuytular.. ırmağın sevişgen rüzgarında nazlı bir nakış göğü gererken alnımın çarmıhına uykusuz gecenin parmaklarında tohum küçük bir şehir gibi boy atar avuçlarıma sesini duyuyorum pencerelerin saçları dağılıyor bir çocuğun yıldız fenerleriyle.. tül ardı gölgelere mızıkalanan yağmurlar geçiyor ıslanıyorum.. uçurumun çiçek dengesinde kıyı kanatları öyle güzel resim eriyen yalnızlığın düş ağaçlarında dudakları yeşilin ve üzüm toplaması ruhun harman sessizliği sana sesleniyorum elimden tut saçları dağılıyor bir çocuğun mısra gizliliğinde dışardan ve içerden akarken yaşam hayaller topluyorum anıların zümrütten kayasına hadi gidelim ..... |