Şiir yaz banamührünü ışığa morlayan kanat ısırığında gece düşlerin büyüyen şehrinde kainatın gözleri... tıkabasa mevsimin yapraklı ninnisinde devrilen günün sessiz harfleri öksüz pencereler ay ın ince dalıyla rüzgar döker kıyılara gölgelerin göçebe ağzında çocukluğuma asılırım.. -seni bir şiirin karanlıkta duran gözleriyle seviyorum çocuk- sesimin kökleşen kılıcıyla şiir yaz bana ıslık çalan martılarla yürüyüp birbirimize akalım yer ve gök arası bağdaş kuran toprağın hırkasında tenimin yağmuru içimin kızıl avlusuna kısalan kıyamet sarmaşıklarca sarkarken üşüme sen çocuk bu gece de oturup seni özleyeceğim -örtün perdeleri- yüreğime su taşıyan sessizliğin ıssız ışığında kavrulmuş gözlerim bulutların ağrısına çağırdım kentin küskün ağaçlarını anlatsın uçurumlar sesimin üzümlü buğusunu.. hadi çocuk seni güneşin kanayan gülüyle öpüyorum savrul dudaklarıma ...... |
Aşkın, özlemin en onulmazından söz etmek...
Hiç yorulmadan, hiç bıkmadan söylennmek...
Sözü özde parçalamak, çiçekler yanmıştı değil mi?
Yaşam boyu yıkılışlarla hemdem olmak, kal değil hal...
Eğer bilirsenniz yanmış limon bahçesini...
Eğer bilirseniz, bir yaşam boyu koşan atları...
Bu şiirde var, var var...
Çok saygımla...
deniz_tayanç tarafından 5/15/2021 5:50:39 PM zamanında düzenlenmiştir.