BİZİM MEMLEKET
Şırıl şırıl akar sular,
Cıvıl cıvıl kuşları var, Derelerinde balıklar, Sazlıklarda nergisler, Siyeklerde iğnelikler Kelebekler bir coşar, Meleşir koyunlar, Uyuya kalır çocuklar, Topraktan buhar çıkar, Sırtında şelek analar, Kirman elinde Yörükler, İp eğirirken neneler, Pamuk aralarında sucular, Çeltikler inceden boy sürer, Sararmış kavunlar misk kokar, Baharın leylekler sarar, İncirler temmuzda yumuşar Çadırlardan yükselir dumanlar, Helkini elinde suyolunda kızlar, Sivrisinekler arasında sohbetler, Memleketimde başkadır akşamlar; Geceleri kurbağalar viyaklar, Bahçemizde daldan sarkar narlar, Gündoğumu arılar vınlamaya başlar, Yeşilliklere çimenlere bir çiğ düşer, Sabahları bir başka görünür hıyarlar, Gelen giden bizim elden su içer, İkramda güzellik var gönül ister, Bir başkadır memleketimde yürekler, El denince tüm kuşlar da tüner, Horozlar rahatsız etmekten ürker, Pinnikteki tavuk gıdaklamayı keser, Misafir baş tacıdır rızkıyla gelir gider, Pazarlar pazardır şafaktan tezgâh açılır, Peynirini alan kadın pazarı aşındırır, Bizim kadınlarımız doğuştan tacirdir, Pazara herkes ürettiğini getirir, Düğün şenlik havasında güzellik var, Şehrin sokaklarından geçerken gün ağarır, Selam Aleyküm MAHAMED AĞA Ezan çağırır, Bre keni geç mi yaton horuldong horul horul, Pisik horultundan getti ezan seni mi kaldıramor, Bizim memleketin latifelerinde bunlar var, Bizim memleket bir başkadır sarmalamış dağlar, Asi çılgınlıkta sınır tanımaz şaha kalkar, Sular asileşse de özümüzde hep kardeşlik var, Çan hazan ezan oldum olası var, Medeniyet dediğin tek dişi canavar, O da ancak çok uzaklarda yavrular, İnsanlık bizim memlekette akşamlar, Güneşin doğumunu Amanos’da karşılar, Bizim memlekette yaşam var, Kardeşlik barış sükûnet, hoşgörü orada var, Çocukken aldık bunları ondan içimiz yanar, Bizim memlekette sevda bir başka tomurcuklar, Sevgiyle karılan eller insanı kucaklar, Oy havar! bizim memlekette hayat var, Habibi Necar gibi gönül eri orada yatar, Anamın göz yaşları Asiye sükûnet katar, Yoksa Asi susuzluktan ne yapar, İlk aşkımın mendili Asi’nin sularında yatar, Gönlüm ferman dinlemiyor, Akşam akşam Asiye naat yazar… Medeniyetlerin başşehri unutsan da beni, Sana sarılarak Yüreğim, İstanbul surlarında yatar… Erol KEKEÇ/16.03.2021/20.01 |