çatıaralık pencereden uçuşan tülün ardında saçını sakalını uzar gördüm yarına gömülmüş günlerin avlusunda kalbim sığınırken telaşına bu gece de beni senle vurdu aşk tenin buğday ışığında uzarken göğe susan gölgeler sıcaklığını sürer avuçlarıma ve çizilir resmin boş kağıtlara bilmezsin şimdi dağların belinden duru sular aktığını gidip gelen kuşlar kilime seni dokuduğunu kaldır başını toprağından çatım üstündeki örtüleri ısıtır dinle bak yalnızlığımı anlatıyorum vazoya yerleşen çiçekleri bırakıp gittiğini her sabah kokladığımda filizlendiğini düşüncelerin... gözlerimde mevsim bulut ağırlığınca dolanır ayaklarıma aç göğsünü sana özlem dolu akşamlar getirdi saatler dağıt sesimi rüzgarlara kanatları yenilensin kuşların soğuk duvarlarda sıcak bir şeyler hep var gülümsemeni koyup koyup gitme öptüğünü kimse görmüyor benden başka gördün mü bak o sokakta biz yan yana kaldık buzlu havalarda hep bir şeyler eridi gözlerimiz birbirine çarparken |