yarın var mıyarın var mı dün akşama doğru duman uykusu geçti bulutlardan kahverengi aydınlığın gözünde bir kelimede öldü belki kadınlar geçerken dünler/bugünler yazdığın kitabın sonuna beni kendine böl soluğu senden olan bir meltemin başlangıcında parmağını elma ya sürdüğün rengini ver ellerindeki anlamı çocuk gülüşlerime yarın var mı çiçek gibi parlıyorken gözlerimin yuvarlığı ve soğuklar bir kuşun sevincine düşüyorken sesinin tınısındaki ıslaklığı yüzüme sür yerleştir sevdanı her yerime omzumda gül taşıyan hayaller göğsünde tarla gibi açsın yerleştir parça parça kentin aklına saçlarımı yarın var mı denizlere eklediğim tatta her şeyim köpüklendikçe sevda suda anlamalısın sevgimizin kimsenin tanımadığı ülke olduğunu kalesinde/güneşinde/soğuğunda ince ince gezinen adımız biz ağzımızda düşlerimizin penceresi buğusunda adın/adımla yan yana -dilimin altında sevdikçe tanıyorum seni- yarın var mı amansız ve acımasız savaşlar kılıç gibi dururken kalemin ucunda titriyor dudaklarım alnımda kızılca ateş gözümde yaz yağmuru kenetlenmiş çenende çığlıklarım duyuyor musun ölülerin üzerine papatya işliyorum özlüyorum seni geceyi/gündüzü hiç görmemiş gibi yıldızları bu sabah da nefesimizi kokluyorum yarın/a gelip geçtiğin günler bitirmek istemediğim umuttur avuçlarımdaki yokluğa odanda sevimsiz duran her şeye söyle hiç kimseye uyanmayan bir mevsimde birbirimize benzediğimizi |
Saygılarımla.