Son Çağrı
Ey ruhum!
Bir gün, Herkes! Ölümün sofrasına bağdaş kurarmış; Bu rahm-i teneşirde. Rabbim bağışla; Çiçek, kurşun oldu göğsümde. Söyleyin, zulümsem; Bu merhamet ne? Gönül hafızam abdala dönmüş, "Olmayacaklar Sokağı’dır" dünya, Abdalın elindeki tasta o özet çırpınış, Ve asrın sorusu: İnsan sevdiğini unutur mu hiç? Şimdi, Sanki her şey mümkünmüş gibi cevap verin: Sığar mı bu zehir zemberek, Bu zakkumu andıran kalbim, Kayıp gidecek bir yıldızın koynuna? Bir balık kayar gökte, bir yıldız yüzer denizde, Olacaklar bir çaydanlık gibi fokurduyor az ötede, İşte bir soru işareti gibi kaldım bir yerlerde, Şimdi manzarası uçurum olan, Bir incir ağacının altında, Elimi başıma götürüp düşünürüm: Kanserli bir hayatın tam ortasında, Markası silik bir yaşta, Çağırmalı beni kırmızı alarmlar, Ve farkına varırım işte o zaman, Geçtir artık, Yağmurun izini sürmenin. |