paslanmış dudak
kibirli bir serçe kanadında,
uçuyorum gerisine her şeyin, dudaklarımda demirden bir ses, paslı ve morarmış ekmek renginde, anlamazlar rengini ağlayan bir gözün, beni seyrederdi gözlerin, kapalıyken de dahil, dudaklarım uğuşurdu, kuşlar uçuşurdu tepemde, çatal ve bıçak, hurmadan hayatın tüm gerçekleri çıkardı, ben ve biz sanardık ki sıkıntı bizim mahallemizin göbek adıydı, oysa, bilmezdik ki en mutlu olduğumuz komşularımız mezarlıklardı… |