yolumu kesen dudak
biliyorum, denmişti evvelce,
biz sarhoşken, yaratılmamıştı henüz üzüm, ve kısaydı saçlarımız, paça boylarımız, renklenmemişti ekranlar; kolumuzdaki çekirdeği taşırken, mangaldaki külün ateşe olan mahcubiyeti, ellerimiz ısınmaz; çünkü yoktur gece ve gündüz, merhabalaşacak dost, yumruklaşacak düşman, orada buluşmalı ve savaşmalıyız, henüz tüfek icat edilmeden, yolumuz kesilmeden, dudağımız çatlamadan. |