Hiç çıkılmamış o yolculuk için
yol, üstümüzden geçen o koca adım
kendinden düşen uçurumsun maviye koşan içinin rüzgarlarıdır hep hiçbir kederi koparma yerinden bak yine ayakları açıkta kalmış çocukluğumuzun kalk, az evvel itilmemiş gibi kes, kanat, doğra sessizliğimi uzun bir son’uz biz, başlarsak eğer kırk kere vursun tahtalara elin dilini eğit, etini dirilt çekmeceden çıkar eski zaman kuşlarını, uçur ve sev karanlığın asık yüzünü geceden ağzından öptükçe büyüyor sanki içimizdeki orman yangını yitirmek için uzaklaşmak gerek değil gitmek için kalman da yetermiş, geç öğrendim sevgilim, sırılsıklam kara bir düşüm kim görse o yöne düşüşüm başucumuzda devrilmeye yüz tutmuş yaşlı ağacı yaşamın altında kalmamak içinmiş acelemiz |
Kalemin susmasın
.......................Saygılar