Siyaha Geçiş
bir çocuk ilk kez karşıya geçti
karanlık basmadan ve adsız bir ayrılıkta bitti masal... iki gözümün arasında sade ölüm ömrü ömrüm yeterse seninle ölçeceğim... çok eskidi güz ellerim o andan beri yaralı kuşlar oyunumuzu terk etti ıpılık göz yaşların hâlâ parmak uçlarımda ne yapacağımı bilemezken süt kokulu bir kış öğleni bir de kendime ağladım ya sen seni sevmekmişsin... bu mevsim tanrının umuda son mühleti bu mevsim gözlere kacamak yok siyaha geçişler düşkünü kalbim rüyadan bir meydanda ıpıssız gece üşümelerine tutkun bir ürperiş öpücüğü bırakacak düşüncelerindeki eksik gölgeye bu mevsim sensiz geçer sen hiçbir mevsimsiz geçmezsin... kendime ayak diremeden ölüme uykuyla ara veriyorum hiç görmesen de olurdu bilmesen de olur sonsuz bir riyadan kurtulmak bu zaman ve evren dümdüz ve birler şimdi yaşamak tümden mühendissiz uzaklık tartı ölçü bilmiyorum üstelik... erken ya da geç demiyorum sen diyorum... kağan işçen... |
kağan bey nice güzelşiirlere