Habibim diyerek yarattı Rabbim seni Akabinde senin nurundan kainatın kendisini Sen varlığımızın hakiki sebebi Mübarek annen, annemiz Kainatın efendisini önce içinde Sonra bir ömür yüreğinde taşıyan Amine annemiz idi… Abdullah babamız nereden bilecekti böyle mübarek bir evlat ile Müjdeleneceğini? O dünyanın en şanslı babası olduğunu nereden bilecekti? Ve ehl-i beyt, ne mutlu onlara ki Onların gözleri o bir çift siyah mübarek gözle kesişebilecekti Ne derindi ses tonu kim bilir Bir çift kelamını dinlemek, biliriz bir ömre değerdi… O, güzel sözlü Ahmed idi…
Melekler secdede O büyük peygamber dünyaya teşrif edecekler diye İmreniyorlar o güzel nur kaplı surete, O, son peygamber Muhammed-ül Emin’e…
Sen doğacaksın diye Tüm mahlukat bir bayram sevincinde Gözleri umutlu bakıyor yaralı ceylanların Canlarını vermeden önce sen doğarsın diye… Gölgen düşecek diye toprak Şimdiden dökmüş çiçeklerini, adının üzerine… Sen isimleriyle müsemma Örnek insan Muhammed Mustafa (s.a.v)…
Sen Hira’da; Cebrail (a.s) karşında, “ İkra ya Resullah(s.a.v)” dedi… İlk vahiy, peygamberlik müjdesi… Sen Mekke’de müşriklere dini tebliğde Bıkmadan, usanmadan Allah(c.c) sözünü iletmede Sen Hicret’de yanında en sevdiğin dostun Ebubekir Örümcek ördü ağını düşmanın gözleri önüne Gören göz değil, göze gör diyen Allah idi En nihayetinde… Sen Bedir’de, Umud’da, Hendek de Müminler gözlerinin içine bakıyor Emret diyor “Başlarımız feda O mübarek başına” Ve dilinden dökülüyor “Allah-u Ekber!” İslam güneş gibi doğuyor arşın arşın İnsanlığın üzerine, Sen peygamberlerin efendisi Senin bir adın da Hz. Metin idi…
Sen cefakar insan, Bir elbise ile tamamlarken Mübarek vazifeni, Bir şiltede kaparken gözlerini uykuya, Ki az uyurdun gerçi, Bu kadar mı mütevazi yaşardı Allah’ın en sevgilisi Bu kadar mı gözetirdi fakiri, masumu, yetimi Kötülüğe dahi tebessüm edebilen o mübarek çehre Zulümler gördüğü günlerde bile, Elleri açık semaya, Secdede şişen ayakları bir an bile titremezdi Saatler geçer, o Arş-ı Ala’dan seslenirdi yüreklere, Allah Azze ve Celle…
Sen veda hutbe hutbesinde Sevgiliye kavuşma zamanı yaklaştı Vuslat kokuyor mübarek ellerin Sen inananlara en güzel sesinle seslendin “Kadınlar size Allah’ın emanetidir.” ! Toprak suya doydu sesinin ulaşabildiği yerlerde Gözlerden taştı gitme telaşın, Müminler asırlar boyu çağladı o Allah kelamını Getiren sesinle… İslam’a yaslanacaktı bundan sonra yürekler Sen ebedi hayata intikal ederken Biliriz, biliriz ki sen bizlere hala duacısın Gittiğin yerden! Gül kokun sızlatıyor burnumuzun direğini Mutlu ediyor ruhlarımızı Rüyalarımıza teşrif etmenin ihtimali Sen Peygamberlerin Peygamberi Sen cennetin kapısında ümmetini bekleyen Diğer nebilerin bile senden rahmet dilediği Ya Halil, Ey güzel Nebi!
Selamlar olsun sana görmediğin kardeşlerinden Rabbim bizleri de eylesin inşallah Ümmetim dediklerinden!
Selamlarımızın hepsi sana Doğum günün kutlu olsun Ya Resulallah!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Doğum Günün Kutlu Olsun Ya Resullah! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Doğum Günün Kutlu Olsun Ya Resullah! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.