azarlanmış çocuklar gibiyimve sana ! söyleyemediğim bütün sözler için özür dilerim cümlelerden... şimdi ben... karanlık ve soğuk koridorlarda kendimi arıyorum adını gösteren tabelaları izlerken umutlanıyorum kendi kendime ya bulursam seni öyle bir sarılacığım ki sana var gücümle yok oluşlarını büyütüyorum tek tek içimde tarifsiz bir sızı çekerken beni kendi içine ve ellerinde ufaladığın umutlarımı eşeledikce umutsuzluk batıyor yine yüreğime oysa ki.. ne de çok tekerrürdüm yer bulmak için çabaladığım o kalbinde ve susuyordum susmak... yüreğimin isyanıydı sen göremesen de ve sustum işte oysa ki ne çok sözler söyleyecektim yüzüne ve ne çok çala kalem şiirler yazacaktım gülüşüne zaten hangi söze eğilsem şimdi bütün cümlelerin içleri boşaltılmış tek tek ve hangi şiire yaslasam kendimi tanımsız kelimeler hicranın beşiğinde gel de gör şimdi yokluğun öyle bir başka kanıyor ki azarlanmış çocuklar gibiyim kendi kendime ve devrik cümlelerden bir teselli arıyorum gözlerin düştükce gözlerimin menziline Hasan İpek yirmi dört şubat iki bin on beş |