Bu gece hayalimde bir güzelle sır olup,
Kapısında edeple yollarını kokladım.
Cemalini görmeden yüreğinde desturla,
Gülistanda bembeyaz güllerini kokladım.

Öyle bir halde idim yüzü yüzüme döndü.
Güneş şavkın yitirip selam eyledi söndü.
O şiddetli fırtına vallahi birden dindi.
Omzumda yaslanırken tellerini kokladım.

Ürkek bir halde idi bağrımda titriyordu.
Zaman hızla geçerken vakit geldi diyordu.
Kalbi sanki ağzında öyle alevdi,kordu.
Ellerimde üşürken ellerini kokladım.

Güzel gözlü sevdiğim hasretle bakıyorken.
Ta içimde bir sızı göğsümü yakıyorken.
Dudağından her kelam sabırla akıyorken.
Hayâ eyledim amma dillerini kokladım.

Öyle hayretle baktık o dağlara taşlara.
Kalbimdeki fırtına hemen döndü yaşlara.
Bakmaya doyamazken hayran eden kaşlara.
Dudağında şerbeti ballarını kokladım.

Camlar ki karanlıkta bakışları saklarken,
Cennet’in asil kızı asaleti yoklarken.
Boynumdaki benleri için için koklarken.
O güzeller şahının allarını kokladım.

Âşık Serdar bitmesin bu rüya ki bir ömür.
Hakk yazdıysa olacak geri dönülmez, emir.
Maşukun yüreği gül, aşığın olmaz demir.
Gönlümü sarar iken kollarını kokladım.