bir yudum mutluluk ver banakıraç iklimlerde kayboldu benim gençliğim ben balık tutmayı martılara simit atmayı bir sende öğrendim şimdi her şey hayat bulmuşken avuçlarında nerden çıktı bu gitmeler anlat bana ben seni ne zaman ki özlesem çocuk çığlıkları böler uykularımı ansızın ve sen siyah saçlarınla umutlarını asarsın rüyalarımda ve ellerim göz yaşlarını hasat etmekten yorgundur benim masum gülüşün aynalarıma yansırken hülyalarımda oysa ki bilirdim her gece yastıklarını ıslatırdı gözlerin sevdana beni ve düşlerini harmanladıkca haydi gel şimdi birlikte düşler kuralım bir elimizde umut olsun diğer elimizde sevda ve bana seni anlatmalı bütün şehirler baktığım her yerde sen çıkmalısın karşıma şimdi ağız dolusu küfredesim var yokluğuna uzat ellerini ellerime ve sarıl bana ki dilime dolanmış bu küfürleri sil at içimden bir yudum mutluluk ver solgun yaşantıma |
beden kalmış ağustos sıcağında
vallahi gelmelerin bana uzadıkça..
öleceğim, karışıp gideceğim toprağa
nasıl bir sevdan varmış,ki ?
taş çıkarttırıyor,sun seven Mecnuna
ne zaman çeksem kılıcımı sana
yenik çıkıyorum hep senli savaşta
yaşarken son veriyorum hayatıma..
kaybolup gidiyorum göz yaşlarımda,
yoruma okunmaya değer bulduğum paylaşım sahibine en derin saygılarımla.