4
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1654
Okunma
İnsanlar her zaman ki telaşıyla güneşin yatağına uzanmasını bekliyor
Kuyruklar oluşuyor yılgın bulvarlarda
Bir kadın tanıyorum
Gözlerini uykudan yalnızlığa çeviriyor
Gün batımının lacivert sessizliğiyle bütünleşiyor.
Acılar doğuruyorum içimde hiç ölmeyecek
Dikine büyümüş yassı kavak ağaçları
Kimsesiz sessizliğe sürüklüyor mutlulukları.
Kim bilir hangi sensizlikle kahvaltı yapıyorum
Gelişi yasak olan bir memleket tanıyorum
Gidişi hürlüğün marşı
Veronika gözlerini kısraklara yem ediyor
Sezaryen doğumlara gebe acılar
Bilirim kırık lambaların sokak ortasında hayasızlığını
Düz bir ovanın rüzgarını
Bir bütünün eksik parçası ellerime düşüyor
Sensiz dünleri gökyüzüne doldurdum
Sen kimsesiz karanlığın baş ucunda yatan kitap
Gür sesinle içime batan camları kır!
Seni sevmek begonyaları büyütmektir
Pekâlâ sensizlik
Kişilerin bataklığa saplanıp
Gürültüler arasında inlemesini duymak
Yerini hastalıklı işçilerinin gururuna bırakan müteahhitler
Daha bunların bunları
Rasyonel devrimlerin varsayımları
Bedelini ödeyemediğimiz acılar yüklüyoruz
Yaşlanmış omuzlarımız eski sanatçıların mertebesinde
Ah! Tükeniyoruz
Yetişkin insanlar ağlıyor her gece
Yaşarken de ölürken de
Veronika göğsüme bindirdiğin bu yalnızlık melodisi
Renkleri hatırlamayan bu adamın yanağına konuyor
Hangi mavi
Hangi rüzgârlı mavi
Hangi yalnızlıkla savrulan rüzgârlı mavi
Oysa bu parktan el ele yürümüştük
Kağıt helva çalmıştık
Yanağına bıraktığım öpücük, bunun gibi
Daha bunların bunları
Kalabalıktaki yalnızlığı anımsatır.
Bir yaşlanmak geliyor gözlerime
Bu kapaklar bin ton basıyor
Hindistan’dan yüzerek gel Veronika
Paslanmaz bir kalbim var
Hattuşaş’tan evine yol olacak bütün çiçekleri tembihliyorum
Kadeş anlaşması göz bebeklerime merhem oldu
Seni görürlerse bir gün
Ağlasınlar yaşanan bütün acılara
Çağımın gerekliliklerini yaşıyorum
Şimdiki zamanların bitecek elbet biliyorum
Zamanı durdururum eğer gökyüzü mora boyanırsa
Kuşlar ölür
Yalnız incir devrilirse
Çiçeklerin yüzü suyu hürmetine ağlarım sensizliğe