Kaldır gözlerinin nemli örtüsünü bak
meğer yağız bi atın terkisinde
yolmuşum, uzunmuşum, yokmuşum toprakmışım biraz deryadaki balıkmışım, susuzmuşum yüzümü göğsüne gömdükçe, kadınmışım çocukmuşum, tebesümmünün kırıntısına ve gönüllü, gözlerinin uçurumuna onarır mı dersin deniz mavimizi, nehirler gölgemizi, birbirine tutunarak giden düşmeler gibi gözlerinin imzası atılır tenime ben ki baştan başa pür ipek, bahçelerde çürüyen mür, ağzının değdiği tatlı akarsu nefeslendiğin dik yokuş, bir çırpıda geçtiğin köprüymüşüm boynundaki terli ibrişim, arka cebinde katlı duran kendine yazdığın mektupmuşum meğer dilmişim, dilsizmişim, dört yanım denizlerle çevriliyken kuruymuşum tüm o oyalanmalarda beklemeymişim seni yazmışım, çözmüşüm meğer ney”mişim dudaklarına yaslanmış dururmuşum kazımışım kelimeleri ağzımın içinden kalbinin kaynağına gömmüşüm ölmeye gelir gibi gelmiş, ilk kez görür gibi gözlerine düşmüşüm soluğum, kızaran bir mayısmış dallarında tepeden tırnağa hürmüşüm. Dönüşmüşüm durmadan, ne olmuşum Kayasını çatlatan oyukmuşum, ikindi yağmurlarında Dumanı tüten Anadolu”ymuşum. ben sana hiç imişim, sen bana tek yek, yegane ne dersen o”muşum… |
yek, yegane
ne dersen oY”muşum… mu ???? Farklı bir tarz ve imgeleme. Şair yüreğini keşfe çıkmış bir de pür ipek e takıldım PİRÜPAK MI) Güzeldi dizeler