İstanbul'da Bir Apartman
Gündoğumundan arta kala tebessümle sarılıyorum sana
Kanunen meşru sayılabilecek bir sevda bu Bir meydandan geçerken görüyorum kırmızı şapkalıları Tanıyorum, ah, ellerin değmişti ellerime burada Kuşlar düzensiz bir ahenkle uçuyor Uçuyor ve uçuyor en maviye Sarılabilirim denizden çıkan bir kuğuya Aşkla ve zerafetle Kallavi olan birçok sözle Seviyoum, yine bugün de Seyyar bir satıcıyla tanıştım Tanıyorum, ah, burada çiçek almıştım saçlarına Günlerimi kuşlar yiyor Kalmadı ki hatrım, yıllanmış hatrım Bugün de bir fincan kahveye muhtaç kaldım Bir tutam saç ile. Tanrısal bir his... Ben sarıyor külliyatlara Arapça bir harfin haşmetiyle Seviyorum, yine bugün de Bir çiçek sergisinden geçiyorum Tanıyorum, ah, saçlarının kokusunu burada almıştım Bir simit aldım bu satıcıdan Seyrine dalarken soğuttum çayımı da Boğaz’da, kalemler değmiyor kağıtlara Vapurlar geçiyor, işte böyle geçiyor Martılar geçiyor ve Kandırıyorlar beni hiçte meşru olmayan yöntemlerle Kahrolası martılar ve onların bitmek bilmeyen iştahı Nasıl olurda alır seni benden Deniz rahmet ederse bana bugün Ben, ben olurum yine Yağarım şehre dolu gibi Bastığın her yerde toprak oluyorsam Seviyorum, yine bugün de Tramvaya biniyorum dünyadan umarsızca Tanıyorum, ah, burada görmüştüm gözlerini Zamansız gelen sevinçle uyanıyorum Rüyamda bir nehirdeydim ve Yanımda kayıklar dolusu ruhlar bir yerlere göçüyordu İnsanlar, göçüyor bir yerlere işte Kasıtlı olmayan bir güruhla duyuyorum kalbinin sesini Evet demek geliyor içimden tüm senli sorulara Bir belediye memuruna minnettarım bugün de Tüm kanunsuz eşkiyalara ve sessiz kedilere İstanbul’da bir apartmana girer gibi girdim içeri Tanıyorum, ah, burada bulmuştum seni... |