Akşam Kelebeği
Akşam kelebeği, senin ellerin toplum gerçeği kadar şahane
Gözlerinin kıyısı, en hasretlik liman Bazı adı konulamaz güzellikler ve diğerleri Bunları işte Sayıyorum sana, Bir litre rakı, bir paket sigara ve Gözlerin, akşam kelebeği Bulvardan telaşlı bir sürü adım adım ilerliyor Geçip gidiyorlar işte Kalplerinin ruhu gitmiş Kimisi bir insana kimisi bir ağaca vesaire Ah! sen ruhumun söküleceği en güzel sebebsin! Eskidendi, hatırlarım, annem söylerdi Bir akşam kelebeği yakana konarsa Bir çiçekçi gözünü kestirirse seni Bütün bir günü, son günün gibi yaşa! Ve, kavanozlarına sakla… Ben, bir kavanozdan daha fazlası Sancısız bir gelecekten daha azı Sizin bildiğiniz kadar varım İçim çeker bir akşam kelebeği Şimdi anımsıyorum ki Artist bir gün ışığı vuruyordu gökten yakama doğru Bir meydanda, tarihten kalma bir sevincim vardı Beirut’ta rahmetli bir esnafa minnettar kaldım Beyaz güller ve papatyalar Çiçek sergisine gider gibi mezarına koştum Casablanca’da Aklımda kalmıştın akşam kelebeği En yıkılmaz imparatorluklar gibi! Senin adını taştan tabletlere yazıp yolluyorum geleceğe Şimdikilerin ehemmiyeti yok! Belki tarihten kalır diye… Rahmetli İskender’i anar gibi, Sen, akşam kelebeği, Uzat ellerini, inan bana, göklere fersahlanıyorum seninle! Hiç söylenmemiş bir sözün literatürüme giremeyeceği gibi Karmaşık zamanlardan geçti toplum Ateşler yağıyordu yer yer - Yanan bir közle yaktım sigaramı, yürüyorum (Metro çıkışında usulsüz nizamı seyredaldım. Bir simitçinin gözlerindeki telaşını hissediyorum ve Gözlerine bakıyorum. Derken suratı buruşmuş bir dilenci, en günahsız gençlerin peşinden koşarken - bastonuyla - düşüveriyor şimdi oracıkta. Kovaladığı gençler kaldırıyor ve İşte bugün de ağlamaklı oluyorum, onurlu gençlere…) Heyhat! herkes yaşıyor bu dünyada Lakin, söyleyin efendilerinize Akşam kelebeğiniz, kaçıyor işte bakın! Yakalayın yakalayın, sarmaşıklara tırmanın Şarkılar söyleyin en eski ve en yeni Mutluluklar tadın Bir akşam kelebeği daha kaçırmayın, Severek ölün, bir hiç uğruna değil! |