Av Dıgîri / Su Ağlıyor
kimin suyudur bu akmıyor sesi kırık
kimse duymuyor, kim niye geçmiyor hüznün deresinden herkes kendi kuyusuna düşman neden kendini götürmüyor insan. kendi suyuna yalnız yağıyor keder cilasız yüzünde dil ağrısı şarkısı paslı sesi kısık. unutulmuş bir şarkıdır dilime düşmüyor içimde aşk yığınından kırık kaleler ağlıyor. omzum bir yanardağ kimse başını yaslamıyor. ömrümün yanık durgunluğu dikenin diken doğurduğu bir çağ ayakların yeri tuttu önce dikeninden ah! bu şarkı niye böyle başlıyor diken değilmiydi bir gülün çocuğu. sırtımı yere vuruyor iki ucu yanmış ömür. içimde bir çocuğun yırtık ayakkasının izidir göğsümdeki mühür bir çok rengi vardı kıyımda açan mevsimden yağmurun son ağır damlası bana düştü vurmazdım şiire can düğümünü bir kalem kuru bir kağıda acı verirdi yırtardı inceliğinden içe d’okunurdu bela. mor bir rengi ben ne yarattım ne seçtim kırmızı kanadı her yaşım gözlerimde rengi yandı çırasız kalbim doğurdu bu sessiz notaların rengini ağır bir ton geceye tutkulu nabzı solgun benzi elâ. bu dereden ben geçtim bu şarkıyı ben başlatmadım. çırağın oldum büyüdümde bana ölmeyi öğrettin. /yüksel batu |