her düşenden sonra......rüzgar savruk yellerini vuruyor meydanlara düşüyor bir sessiz çığlık kurak dudaklara sanki fırtınada bir yelkenli düşüyor da boğuk, kimsesiz ve hıçkırıklarla dolu puslu bir yüz ifademiz geriye kalıyordu. hani desem bir koşu gelip elimi tutsanız, beni çekseniz yaşamın umut dallarından tutunsam ve yüzümdeki karamsarlığı silseniz biri yine de sol yanımdan vuracaktı damarıma basıp ezip geçecekti beni ben düşmesem,düşen biri yine bulunacaktı. ve her gün düşen bir dal bulunuyordu muhakkak ve hiç fark etmiyordu sen, ben, bir başkası. ki ateş sadece bizi mi yakacaktı yanımızdaki için yanmayacak mıydık sulanmayacak mıydı gözlerimiz tıpkı bulutlardan düşen yağmurlar gibi, ve merhamet duygularımız dalgalar gibi kabarmayacak mıydı? insanız işte olancası bu elbette kabaracak duygularımız ve elbette ateş düşecek içimize sıkışacak kalbimiz, vurulacak bir yanımız ki her gün apansız vuruluyoruz. ki her gün apansız vuruluyorduk. diyarbakır/2014 |
Doyulmaz bir paylaşım belli ki özlemlerin
kükrediği bir zamanda kaleme alınmış
çok değerli çok başarılı çalışma zevkle
okudum kutlarım
...............