BÂD-I SABÂKör sükûnetler ile yola düşünce erken Emdiğim aşk şarâbı saçağımdan akıyor Makber çok uzaklarda henüz vakit var derken Göğsü kesen alazım kıyâm/eti yakıyor Sağ yanım hep târumar vurgun diğer yanımda Kıblene râm olurum ikliminde gezerken Kalbe dolan hazânım dudakta her ânımda Serencâmına koşup leylakları ezerken Issız gök rahlesinde titriyor ürkek bir ay Ağlarken zembereğin ezelî beşiğinde Sabrın metânetiyle mihnetsiz ederken sây Öksüz kuşlar bekliyor sarnıcın eşiğinde Hüzün ağıyor tene şakağa kar yağarken Kırık dal uçlarından sarkıyor tüm günâhım Yalancı baharlardan yıldızları sağarken Mahşeri kuşanıyor özlemle yanan âh’ım Yine de korkmuyorum uçurumdan düşerken Gömleğini okurum saklayarak döşümde Sol yanım seğirince emânetim yaşarken Nerde yumsam gözümü yâr bulurum düşümde Şafakta doğan güneş kuşluğa değin solsa Aşk vâr iken sînemde hicretim o mâhadır Âh-u zârın sızısı derin mâime dolsa Nihâyetim kanarken çilem hep o şâhadır |