Kimseye Duyurmadan Su'yun Teninde Yüzleşirsin Kendinle/Bir Yerlere Dökülür Yaprakların/SusarsınŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Postacısını kaybetmiş zamandayız..
’’Gecenin en güzel saatlerinde insanlar sahilden iki sesli bir türkü duyarlardı iki sesli iki yürekli’’..S Öner.. Ömrümüze Bir Yaz Gecesinin Bütün Yıldızlarını Koysak Yan Yana Gelir mi İki Heceden Kopmuş Bir İsim.. İklimini çağıran düş’e sessizce ve koşulsuzca uzanmak.. Gecenin ileri bir saatinde,elinde hayatın olağan yazgısıyla. Bu gece bütün ikincil karakterlerin yazgısı değişecek.. Röportajlarda vesikalık fotoğraf arayacak çok tirajlı gazeteler.. Kibrit çöpünün sigaraya intiharını anlamak için cinnet manşetleri atacaklar.. Bir müzik açıyorum şimdi..ilk şarkı senin için..Yağmur altında kendinden çık’.. Ömrümüze bir yaz gecesinin bütün yıldızlarını koysak,bir cumartesinin kollarından kuşbakışı seyretsek herşeyi,en sade halimizle yürüsek, yürüsek,yürüsek,yan yana gelir mi iki heceden kopmuş bir isim?.. Saçlarıma düşen yağmur yakası açık gömleğimden gövdeme dökülüyordu..İçimde bir öğün su birikmişti.. Kafamın içinde biriken soru imleri dört koldan saldırı halindeydi.. Sırtını rüzgara vermiş bir gölgeyi takip etmeye koyulmuştum.. Sokaklar sessiz,ağaçlar son yapraklarını dökmüş,evsizler bulabildikleri saçakaltlarına sığınmış..Canı sıkılıyor gecenin.. Yol bitiminde gölgem de bir anda kaybolmuştu işte.. Yağmur suyuna gölgemi kaybetmiştim..Ciddiyetini yitirmiş orkestra şefi gibi gövdemi bir o yana bir bu yana sallamaya başlamıştım..Planlanmış bir yolculuktaydım aslında.. Kafamın içinde soru imleri bastırdıkça nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum..Etrafta kimsecikler kalmamıştı.. Kilometre levhaları silinik ve bazı harfleri de eksikti..Birileri gelip beni alana kadar beklesem,kaç zaman geçerdi acaba?.. Sonra bu düşüncemden vazgeçtim..Kafamın içinde dolaşan soru imleri gittikçe tek bir sözcüğe dönüşüyordu..Yenilgi!!.. Bir Cumartesi ilk defa eğlip yenilgimden öpüyor en sevda haliyle.. Ezbere bildiğim bir öyküye mutlu sonu bulmuştum..’’Elllerimiz birbirinin içinde unutulmuş olsaydı keşke’’.. En azından bir şey kesinlik kazanmış durumda,belki rüzgar duracak,sis bulutları artacak,günün yorgun omuzları silkeleyip atacak her birimizi ama gecenin göğü bize yolumuzda kılavuzluk etmeye devam edecek..Çeşit çeşit yıldızlar takımlar halinde ışık tutacak yolumuza..Omzundan düştüğümüz güne sabah seke seke varacağız..Ellerimizde güzele olan dehşet betimlemelerimizle.. Bazı kentler kollarımın arasında büyük bir sevgi ve bağlılıkla büyümesini sürdürecek.. Denizsiz kentlerime martılar su taşımaya devam edecek.. Yorgun hissediyordum kendimi,sendeleye sendeleye yatağa ilerledim.. Gün ışımasına henüz iki saat vardı ve karlakarışık yağmurun pencereye vuran takırtıları sevdiğim şarkının melodisi gibi geliyordu kulaklarıma.. Verne’nin uçan balonunda kalabalık bir caddenin kaldırımına inmiştik düşümde..Güneş tüm sıcaklığıyla üzerimizdeydi.. Elimdeki kitabı gölge yapsın diye başımın üstüne tutup etrafı seyrediyorum.. Yağmurlu bir mevsimden gelmiştim ve üstüm başım sırılsıklamdı.. Güneşte kuruyana kadar öylece bekledim.. En güzeli de,heryanıma gökyüzü sinmişti..Kendi kokuma bin kez yeğlediğim bir kokuydu..Yeni kokumla sokakların sevimlisiydim.. Hep böyle oluyor işte,ne zaman başım sıkışsa sokaklar imdadıma yetişirdi.. Yolculuk çok kısa olsa da sürüyordu..Fonda eskilerden bir şarkı ’Kar yağsa/çok yağsa/kalakalsak orta yerde’,bilgiler,acemilikler,oyunlar, çantamıza doldurup yola düşüyoruz..Yol bitmeden düş bitiyor.. 23 Kasım 14 Aralık.13..
Beni sesimden ya da kokumdan tanımış
diyaloğu kırık bir şarkı düşüyor ardıma günlüğüm tehlikeye düşmesin diye bir kenti ellerimde gizliyorum aslında acemi bir figürandım durmadan İçimde ağlayan bir çocuk varmış gib ellerimi vücuduma bastırıyordum duvar yazılarından üstü üşüyen geceden beni sorumlu tutuyor gece devriyeleri kırlangıç sesleri günbatımında çoğalmanın kaçınılmaz biçimiydi yıldızlarını kaybetmiş otel odaları ama çiçeklerden düş kurulan kenti en çok saçlarından saçlarından öpüyordum çoğaltmak için Beni sesimden ya da kokumdan tanımış bir pankarta yer yer dilim sürçüyor bütün sokaklar görkemli bir kortej gökyüzü yalansız bir devrim gibi bir şiir bir şiirin boynundan öpüyor yazdan kalma yıldızları döküyorum saçlarına avuçiçleri ıslaktır muhtemelen İstanbul’un koparılsak da tomurcuk gül iken kalemsiz kağıtsız bir tek günü yoktur Cumartesinin ısınmak isteyen bir kuş gibi saklı tut kendini bu gece, ki sabah yağmur öpsün yanaklarını Bize şimdi hangi senfoni gerek bilsem,söylemez miyim çiğ taneleriyle toplayıp saçlarımı su’ya ritmini düşürmez miyim söz ve film arasındadır bekleyişler ama bir gölgeyi izledim geldim birbirimizin içinden geçiyoruz sanki düşün,fesleğen kokularına direnen kentteyim senfoni yoksa terk edilmiş bu durakta durmaz içsesimiz okul defterime çizdiğim güneşler,dokunsam akşamın birçocuğa devrilen yeri hep yol yolcusuna sen yola kıyamazsın da dışarıya sesin karışır bir cumartesi Baharda ipi kopan uçurtmanın hüznüydü kışta kartopu oynanmamış geceler.. |
Yüreğimiz yaralı,sevdamız karalı olsada biz şairlerin dizelerinde yaşıyoruz....
yine muhteşemdiniz şair....muhteşem duygu ve dizelerdi,,,,içtenlikle kutluyorum,,,,sevgiyle hep...