ceren
şarap kırmızısı bir ay
saçılmış tohumlar gibi yıldızlar kirpikleri yüzüyor gözyaşlarında üstünde matem elbisesi rüzgar incitmeden esiyor eteklerinde susayan bir çalı bülbülü misali inliyor gönlü titrek bir ceren gibi ürkek ölüm tüy kadar hafif gözlerinde güneş yüzlü gün uzak bu gece Tanrı’dan sonra şükrettiği efsuni sevgili simurg kervanına kanmıştı bir kere gece gibi kara saçlarından bir tutam bırakarak sanki iki kalp geçmişti birbirine bumbuz kelimeler döküldü karanlığa kulaç atıyordu durmaksızın düşünce denizinde biraz dargın sokuldu sokulabildiği kadar hatıralarına yokuşu örttü üstüne uğursuz çıplak bir düş gibi kendisine benzeyen üşüyen bir güz kedisi yaklaştı yamacına çöktü dizlerinin üstüne ölüm tek gerçekti gönül gençyılmaz |
Ne güzeldin ey şiir.Naif duruşunla yürek sızlatsan da etkili anlatımınla mıhladın resmen sayfana.
Ah şiir ahh :
güneş yüzlü gün uzak bu gece
Tanrı’dan sonra şükrettiği
efsuni sevgili
simurg kervanına kanmıştı bir kere
gece gibi kara saçlarından
bir tutam bırakarak
sanki iki kalp
geçmişti birbirine
demişsin ya hani sonra buz kelimeleri getirmişsin ardından...ve ayrılık, ve yokluk, ve yoksunluk... ve ....................
Geçer birgün elbet sevgili şairem geçer, nice karanlıklar bilirim nice...kendi elimi göremediğim karanlıklar, kendi yüzüme hasret kaldığım geceler, güneşin rengini unuttuğum günler....
Yeter ki sabret ..her şey elbet bir gün geçer, geçmeli, Geçecek..yeter ki buna inan ...gerisi ...hikaye..sadece inan ve yüreğini ferah tut.
Daim güzellikler içinde kalman dileğiyle kutlarım değerli eserini.Selam ve en içten sevgilerimle şiir yüreğine.
Mutlu bayramların olsun.